Bir göktaşı misali
Geçti gitti yanımdan
Öyle teğet falan değil
Vurdu geçti ta derinden
Nefessiz kaldım
Gidemedim bir adım öteye
9,2 şiddetinde sallandım
Bakakaldım peşinden
Kapıldım rüzgarına
Takıldım ardına
Yürüdüm peşi sıra
Mıknatısın çekim gücüne dayanamayan
Metal parçası gibi
Hesapsızca düştüm yollara
Menekşe kokulu
Dar sokaklardan geçerek
Ruhumu çağıran bir hayalin
Peşinden sürüklenerek
Nefes nefese kaldım
Sonunda ulaştım ona
Dikildim karşısına
Uzattım ellerimi, dokunmak istedim
Beni yangınlara çağıran
Alev topuna dönmüş saçlarına.
Konmak isterken en güzel çiçeğe
Örümcek ağına takılmış
Bir kelebek gibi
Çaresizce ve umutsuzca bekledim.
Seslenmek istedim
Yutkundum.
Konuşmak istedim,
Nerden başlamalı
Nasıl söylemeli
Bilemedim.
Birden döndü ardına,
Zümrüt yeşili gözlerle bana bakarken
Ben gözlerimi kaçırmak isterken
Yüzümün kızardığını,
Yüreğimin kafesinden çıkmak isteyen
Bir kuş gibi çırpındığını,
Titrediğimi hissettim.
Gülümseyerek bana yaklaştı
Uzattı elini ‘Merhaba’ dedi.
Hayatta hiçbir şey bu kadar zor olmamalı
Tanışıp dost olmak
Çok daha kolaylaşmalı.
Hadi gidelim
Geceler uzun
Hayat bizi bekler.
El ele tutuşup,
Rıhtım caddesinde koştuk hesapsızca.
Mutluluğa yelken açmış
Yıldızlara bakarken.
İnce beline sarılıp
Dolunayı birlikte seyrederken
Her zaman hatırlarım
Dalgaların sesini
Ve martıların sevişmesini.
O geceyi ve
Yeşil gözleriyle bakan
O göktaşını
Asla unutamam.
(05.06.2009)
Kayıt Tarihi : 18.1.2017 13:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!