göz bebeklerimin ardından ağladığı sen misin
yüzüne emzirmeden yetimlikle unutulduğu
o akan nehir yavrusu, kızıl su, büyük azamet
ve yıllan terbiye eden dillerin varmış
çaya şeker olan gülüşlerin
ben o gülüş uğruna yeniden doğarken her sabah yollarına
süsleyip sana uğurlarken aynalar,
taş öğüten dokunuşların varmış
arılar bal içermiş dudaklarından
tütün bağımlılığıydı senin kisi
öldüren ve öldürmeyen yarı tiryakisiyim ayrılıkların
yokluğunda her sabahı kıyamet korkusuyla bekledim
seccadem yere yayılı ve ucu kıvrılmış
göklerden sana indimi duam
ve sabah gelirdi kıyamet'siz
saçların misk kokarmış o sabahları
anormale indi bunları düşündükçe beyin yapım
tilkiden daha döner oldu düşüncelerim
denizler varmış seni saklayan şehirle kıyı
üstünde avaz, avaz kuşlarım
martıların çığlıkları dindirirmiş içinde hırçın dalgaları
her gece uzay yoluna dalgın gözlerin
göklerden içine düşmedi mi duam.
uğurlar olsun gönlümün yolcusu
düştüğün ayrılık yolların hayırlı olsun
zulüm senin zulmün,
acı benim acım
toz bulutu, toz yağmuru gün yüzüm
denizlerin boğucu, hırçın, katil
çektim üstünden göç, göç kuşlarımı
denizlerinde artık ebabiller uçsun
azat ettim bedenime kafeslediğim ruhu
ölen aşk oldu, haberin olsun...
Kayıt Tarihi : 15.12.2014 12:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yok

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!