Gökkuşağının en tepesinden bir not gelip düştü, 5 Mart Dünya Karıncalar Günü'nde Kireçburnu sahilinde bankta otururken önüme:
"Evet, evet biliyorum. İyi ki varsınız. Hayatımdakilerin bir siz olamadığını, olamayacaklarını bilme gerçeği beni üzüyor olsa da en azından bir zamanlar aslı olan benimleydi, düşüncesi beni mutlu ediyor." yazıyordu içinde.
O anda bilinmedik bir yerden duygusal bir fon müziği çalmaya başladı. Her yer kalabalıklaştı. Gidemedim başka yere. Kopamadım, ayrılamadım buradan. Yağmur hafiften çiselerken deniz kokusu, toprak kokusuna karıştı. Vazgeçilmezliklerim arttı. Ee martılar da çok güzel uçuyor. Karıncalar da benimle birlikte göğe bakıyor. Var bu işte bir işlik. Sebepsiz kederlenmez ya insan. Sevdasını özlemiştir. Gökkuşağında sevdiğinin gökkuşağı gözlerini görmüştür. Bak, ben görüyorum. Onu izliyorum.
Neyse, yine ortalık sevda türkülerine boğulmadan sandala binip denize açılayım, kalabalık gitgide artıyor, çünkü yalnız kalmalıyım. Sait Faik gibi bir balığı öpüp denize atarım belki de. Ya balıkla arkadaş olursam! Bir de balıkla ne yaparım ben. Zaten karıncaları aldım yanıma. Zaten çoğu gece avare avare sokaklarda dolanıyorum. Eve uğradığım mı var? Kendime zor bakıyorum. Hadi karıncalar istop oynar, saksıda yemek yer, sohbet ederler. Ama balık öyle mi, eve gitmezsem yemini yiyemez ki!
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta