Ormanın kalbine düşer bir gökkuşağı;
zamandan sızan, renk renk bir ışık yarığı.
Doğa, kendi tuvaline işler onu;
katman katman, sabırla, susarak.
Yarım kalmış bir çemberin sırrı vardır onda;
tamamlanmamış her şey gibi
merak uyandırır, sessizce çağırır.
Sisle karışmış bir renk cümbüşü;
hayal ile hakikat arasında salınan
utangaç bir tayf.
Üzerinde periler gezinir;
ayak izleri görünmez,
kanat çırpışları duyulmaz.
Toprağa değdiği yerde ise
sözcüklere sığmayan hazineler gömülüdür:
umut, çocukluk, unutulmuş sevinçler.
Altında bir masal köyü saklıdır;
mavinin en duru tonunda evler,
zamana direnen gülüşler.
Huzur, orada bir dil konuşur;
kimse suskunluktan incinmez.
Gökkuşağı;
renklerin değil,
ruhların buluştuğu yer.
Bir ışık oyunu,
bir düş aynası,
bir masal prizması.
Kayıt Tarihi : 26.12.2025 16:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!