Esmer bir çocuğun gözlerinde uyandım hayata,
Deli dolu pervasızca gecen günleri yürüdük beraber.
İLK adımda ezberledik hayatı, sular seller gibi
Yıllar aldı başını gitti ama bizi bıraktı sınıfta.
Unuttu kendi halinde başını alıp giderken o,
Kaldım çocukluğumla ben başbaşa..
Göremiyorum;
Karanlıklarla boğuşuyorum
Gece-gündüz..
Yüreğim en sert kışını yaşamakta,
Kalıp kalıp buzlarla örtülüyüm.
Umut ki,
Tutuşup harlanmaya hazır olmuş düşlerim.
Umut ki,
Ecelsiz yalnızlıklara gidip gelmekte yüreğim.
Bir acaip rüya içindeyim.
Korkuyorum ki;
bu rüyada mahsur kalacağım galiba.
Belki ben unuturum, uyanamam diye
Çalar saatimi de kurdum.
Ama onun sesi de uzak
Hani geceler vardır
Uzun ve kasvetli
Sağır ve dilsiz
Aman yoktur! ..
Kapkaradır her yer
Bir sokağın kaldırım taşlarına benziyorum bu akşam,
Öyle soğuk, öyle kimsesiz, öyle yüzsüz..
Nerden gelecek olsa sarılacağım üzerime basıp gecen ayaklara..
Bir şiirin yalnızlıkla damıtılmış isyanına benziyorum bu akşam,
Öyle serseri, öyle umarsız, öyle davetkar..
Sarı sıcak bir sonbaharda
Açmış yapraklarını yine kasımpatılar
Akşam sefasına ve günebakanlara inat..
Akşamüstü şenlik var meyhanede
Halil’in keyfi dört köşe,
Kahretsin işte kim icat ettiyse
Başımıza bela bu çekip gitmeler
Çekip gitmek istemeler
Uzaklar,
Dayanılmaz bir hal alıyor bazen artık
Güneş doğarken, akşam olurum..
Işıklarını yakarken bir yanım,
Bir yanım göğsünü dayayıp güneşe,
Sırtını döner geceye,
Esner durur daima,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!