kar yağıyordu
yankısız sessizliğinde yürüyordum
artık içimde hiçbir şeyi yerinden oynatmayan anıları bırakarak
köşebaşı, kapı içi, kertenkele kuytularına
gecelerin soğuk soluklularını duyuyordum her adımda
ömrüm; güzelliğini uç uca ekleyemediğim
olursa olduğu yerde çiçek takınıp dudaklarıma
eksik kalacağını bildiğim halde dudaklarımı terkedemediğim
terketmeyen bir soru ömrüm
terkedemedim diye
gözlerim yanmayın
şiire düşmenin ne yeri
ne zamanı
yapmayın
yoksa gün bir sürgün olur
bir denizden çıktım
yosun ayaklarım
ellerim mavi, masmavi
içimde tuzlu burukluk
kanlıca yaşardım
gözümü kapadığım anda
batan güne gölgesi düşmüş bir serçenin telaşını gördüm
şarkısı telaşlıydı
kıpır kıpır kalbinde gizliydi
kırmızının yeni bir aşka yetişmek telaşı olduğu
-Koray'a
sonra sorulduğunda güne yazılanlar
anlat azar azar o yalanları
hep acısı ile sarı-sayrı gece yılanları
hepsi, hepsi
kaybetmişlerdi bu yarışı
toprak suya karışmıştı çünkü.
çok önceleri
güller henüz ağlamazken başladı yanlışlık
toprağa değilde
kızlar bunu anlamıyor:
dolunay çıkmış; sessiz sedasız ışıl çengi
herşeyin gölgesi kendinden güzel yatıyor gecenin toprağı üstünde
beyazdır artık ışığın rengi
kızlar bunu anlamıyor: niye şehvetim kabarıyor elim tenine değdiğinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!