Adamlık sınavı bir sırrın ucunda saklıdır.
Yürürsün, düşersin
Sonra boş verirsin, ne varsa.
-senin büyülü gömleğin onlara bir şey ifade etmez çünkü-
-fırsatlar mi? o da, sınav günü bir gün gelir diye bekler-
Bir namus işçiliğiyle gelmişim
Kıyıda raks eden alımlı cadılara,
Her güzel nasılda aynaya bakar yüzündeki soysuzlukla
Adında tüneyen
ahu pençeli bir kahpe
soymuş Anadolu'yu
Anımsanırım o günü:
saflık mintanını iliklemişti
ve masumdum korunaksız hem de
Sonra beyaz güvercinler düştü yere,
bir kartal kondu
Gerçek nedir ? bilir misiniz.
billur bir mum alevinde
gece yarısı soğuk camdan iğne çalmasıyla koşut
bir hayaldir
Doğru nedir? anlayabilir misiniz.
Namus mu?
Yoksulluğun sırtında ne güzel
bir gümüş çelenk.
Yoksa kim hangi umuda sarılırsa.
-dedik ya umutsuzluk zorbalığı doğurur
Ve gözlerim bir an susar ve ısıtırdı mum alevlerini
yakuttan zemheriler koşturur
bir klasik resital ürpertirdi albert long hall
yapraktan giysilerim vardı
zümrüdü ankaya özendiğim
bazen bir hınç bileklerimi keserdi
Yalnızlık, saflık mintanını açıpta
göğsündeki yaprakları sunarken
dertli bir ruhun dimağına,
saklı dünyalarına
bir cevher yansıyor tuzsuzluğudur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!