Öldüren sevdaların adamıyım ben.
Yaşamın kıyısında dolaşmasını bilirim yalın ayak.
Kan kusarım dünyaya.
Acımı kaldıramayacak sokaklara dar gelir yaşadıklarım.
Senin sevda dediğin burda yaşanmıyor be kadın.
Dar ağacında sallandırılır kifayetli aşk sözleri.
Bütün hoçcakallar senin olsun diyerek koyuldum yola.
Kendine iyi bak nidaları dilimi tırmalıyor kaç zamandır.
Söylemek yerine dilimi kanatıyorum her defasında.
Diyemiyorum işte bensiz iyi ol diyemiyorum.
Saçma sapan cümlelerle dolaşıyor ağzımda dilim.
Bir katil gibi duruyor öylece dişlerim.
Gitme diyemedim sana.
Sus kesti dudaklarım.
Haykırmak isterken sevdamı.
Vedasız gidişin geldi aklıma.
Sustum.
Yine kanattım dudaklarımı.
Bak işte..
Yine kanım çekiliyor damarlarımdan.
Parmak uçlarıma değmeden yalnızlık..
Sevdamı harmanlıyorum bu gece yine sana.
Yüzüm solgun.
Avuçlarım sana terliyor yine.
Gidiyorum.
Acımı sevda bilip.
Ardıma bile bakmadan.
Sol yanımı öldürüpte gidiyorum.
Şimdi;
Aşk ve Ben ikimizde üç harfliyiz.
Aşk yine aynı ama, değişen ben.
Yaralanan ben, yaralayan hanginiz.
Kim parmağını kaldıracak.
Hangi biriniz ''ben'' diyebilecek.
Günlerden seni yaşıyorum.
Demek gidiyorsun,
İki yabancı oluyoruz yani.
Ve artık,
Sen bana haramsın.
Ben sana günahkar kul.
Tüm saatleri durdurdum yokluğunda.
Zaman artık geçmiyor.
Yokluğun bile canımı acıtmıyor.
Azrail başucumda dikilmiş.
Son isteğimi soruyor.
Kahretsin ki;
Karanlığın çığlıkları kanatıyor yüreğimi.
Ayrılık ayırırmıydı böyle severken seni.
Ağızdan ağıza dolanan bir günah gibiydin.
Ne zaman kalk desem yüreğime.
Bir el uzanırdı enseme.
Dur!
Yine yağmur Çiseliyor...Ben;
Yine aynı yerde beklıyorum senı cam kenarında..
Küçük bi masan var üzerinde kagıdım kalemim
senden kalan resimlerimiz..
ve onlarca sonmus sıgaram kul tablasında...
Bir tek yağmurun sesi var...
Gökhan kardeşim; kitap kardeşliğindeki 'Aşkı Unut' şiirini bulamadım fakat okuduklarımdan oldukça etkilendim.Yolun açık, kalemin mavi olsun. Sevgim ve saygımla derlediğim çiçekler yüreğin enginlerine.