Şimdi boğuyor beni
en eski dolunay gecesinden kalma
bir med-cezir
dahil oldukça soyutlayan
hani öfkenin ve yılgının çekildiği
yukarılara doğru
Daha ıssız
daha yalın
ve daha sensiz yaşam
ama ben hala çocukların gözlerinde gülümsemeyi görebiliyorum
yalnızlığımda çalan şarkılar
-şarkıların benden çaldıkları-
Öyle ıssızdı buralar
Yağmurda bile ıslanmazken bakışlarım
Sonbahardı
Ve bir ben vardı sensiz
Hani yalnız biraz
Ve tümüyle aşksız
Gün batıyor ey güzel iblis
cebimde gizlediğim ölüm var gözlerinde
-zümrüt yeşili yalnızlıklar
-keskin
-ıslak
Yanıp da tükenirken
Bir andı
bir yıldız batmıştı
kararıyordu göğün
ayın çeyrekti
aydınlığın da
ve binlercesi
kim bilebilir
hangi kaldırımdan düştüğümü
uçsuz buçaksız çamur deryasına
içinde yukarılara çekildiğim
arındığım
kirlendiğim
Bir tek kanın ıslatıyordu sıcak kumu
ve çöl kızgın bir demir gibi ciğerlerinde
hani meleklerin dokunuşlarından sıcak
ağır ağır akarken yüreğine
ölüm gibi, şarap gibi, kan gibi...
senin gibi en çok
Biz yokuz belki
belki bir yolculuk eksik hayatlarımızda
ve bekleyişimiz orda bir yerde
Sokak lambaları ölüyor
birer birer
her kuytu karanlıkta bir lamba kırığı
batıyor ayaklarına şeytanların
bir karanlık beklenen
geliyor ağır ağır
…
Ben ki,
Sevmek bilmem
Issız köşelerini yüreğimin
Hani ulaşsam göğsümü yarıp
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!