İlk şiirini 8 yaşında arabada anne babasının alışverişten dönmesini beklerken yazmıştır. Son şiirini yazalı on sene geçmiştir. Amma velakin Paris'in kültürel havasi ve belki de ilkbaharın kapıyı çalması, onu tekrardan ana dilinde şiir yazmaya teşvik etmiştir.
hatırlar mısın eskiden
oynardık çınar ağacında
ekmek, oyun paylaşırdık
yaprakların arasında
yıllar sonra karşılaştık
geldin gittin
ne bencilsin
güvercinler
limon çiçeği
nasıl bir koku
Sen miydin o, bebeğim,
içimde kelebekler gibi kanat çırpan?
Gecenin bir yarısında
annesinin karnında taklalar atan?
güneş batıyor ufukta
bulutların kırmızılarla morlarla
giriştiği cilveli oyun karşısında
kara gözlerinin derinliği bir başka
yorgunsun,
Tarçın kokan
Saçlarımı okşayan
Güzel huylu annem
İnce ruhlu
Sert bakışlı
Masmavi bir gökyüzü
Güneş sağ tarafımda batmaya yüz tutmus
Ama hala ısıtıyor beni, içim kıpır kıpır
Karşımda boğaz, tüm kasvetiyle
Solumda bir camii, boğaz köprüsü
Vaaz veren bir imamın sesi
pazara çıkmışım
hiç bilmediğim bir yerde
sıkılmış canım
yolları bilmem, satıcıları bilmem
ne satarlar onu bile bilmem
hay aksilik nedir bu akibet
tam da sabunlamıştım kendimi
horul horul horul
bir gürültü musluktan
istanbul’da çocukluğumda
dün gece rüyamda gördüm seni
kuyruğunu ağır ağır çarparak
süzülüyordun derinliklerde
siyah bir orkaydın koyumavi okyanusta
birden
bu sabah güneş beni uyandırdı
ilk ışıklarıyla yüzümde dans ederek
şu ilkbahar yok mu!
halbuki bütün gece yağmur yağmıştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!