Gün doğarken sararan birşeydi benim yüzüm.
Şakaklarıma vurunca güneş perdelerin parmaklıklarından
Tenimi bozguna uğratırdı.
Ey kirpiklerime konan güvercin
Birazdan uçacaksın biliyorum
Ayaklarında prangalar,çakrışlar,
Ey gönlümün alacakaranlığı
Susamış çeşmelerim yokluğundan ötürü
Oturup iki arşın demlenesi var çayımın
Ellerinin kavrulan sıcaklığında.
Kaç asırdır değmiyor tenine gögüs kafesim
Savrulası var saçlarımın
Karınca cesetleri dolu yollardan geçerken
Gördüm, sevgililerin yabansı samimiyetini
Yoksullar gördüm yollar boyu
Kını aç,
Korkunç sabanlı azrailler beklerken cesedim
Yollar boyu aralarken pencereleri
Birsey var icimde sevgilim
Bir hüzün
Gariptir,nerden geldiği bilinmez
Faili mechul cinayetler işler yüreğim
Kendi cesedimde parmak izlerim
Göğsümün çeperinde iki kurşun izi
Yalnızlık ne biliyormusun?
Insanın kendisiyle kavgasıdır yalnızlık.
Uzun caddeleri tek solukta
Ve korkar adımlarla yürümektir.
Şehrin güneşlerinden arınıp
Soyut dallarında yoksun biçimde açan çiçeklerin
Bu hayat hiç bu kadar adil kurşunlarla
Saplamamıştı genzime aşkı
Yüzüme,gergin bakışların
İgneleyen tonları vuruyordu
Esmer güneşine kadrin
Binlerce Fışkını saplar idim
Çocukluğum tuhaf gecti
Evinin bahcesinden ayrılmazken akranlarim
Ben kendi dünyamda oradan oraya kaçar
Sefil hayaller kurardim
Cebimde bir çakmak sünnet niyetinden
Elimde birkac misket
Şimdi aklıma geldin yeniden
Galata'da şarabımı yudumlarken
Mazi geldi aklıma,derin mazi
Hani şu yaşanıpta yaşandıgı bilinmeyen
Yokluğundan bu yana esen meltemlere sordum seni
Şiirlerime sordum seni,kendime sordum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!