dün akşam yolda gördüm
bir sokak başında duruyordu
üzerinde kar beyazı bir elbise içerisinde
tebesüm içerisinde bana bakıyordu
koştukca uzaklaşıyordu
tuttukca kayboluyordu
27 ağustos 1969 da
seninle tanıştım ada'da bir konakta
ansızın ve hızlıca giriverdin hayatıma
aşıklar yolundaki yasemin agacının altın'da
günü aşka devirirken
yıllar kum tanesi gibi
Bir gece vakti basar tren istasyonunda
kalmis melul ve tenha
ne bir gelen var nede bir giden
gözü yollarda yüregi ellerinde
Duvardaki saat çaliyor gecenin bir vaktini
her aksam bun dan böyle bekleme yolumu gelmeyecegim
belki böylesi daha iyidir
senin yoklugun izdirabi hafifler
bundan boyle sana siirler yazmayacagim
misralarim dolup tasmiyacak
bunu sen istedin sevemedim diyemedim
Ey rengârenk toprak
Ey kardeşlik türküsü
Kızılır mı sana?
Nasıl bir şeydi sevda?
Nasıl?
Sonsuz yolculuguma seni son durak sandim
Sarkilardan mirasti ask: inandim
Ararsam bulurum sandim
Bulunca durulurum
Durulmuyor denizim
Gelirsen diner sandigim bu yalnizlik
Bir ben vardım,
bilinmeyen bir şehrin bilinmeyen bir yerinde
Yaşamak seninle bir başka zamana
Bir başka zamanda seni yaşamak
Herşeyden önce sen mutlaka sen
İster uzaklarda ol ister yanı başımda
Sen ol yeterki bu zaman içinde
Ben olmasamda olur
Arnavut kaldırımlı sokakta yürüyorum
Bir elimde sevgim diderinde resmin var
Sessizce kayboluyorum karanlıklar içerisinde
Nereden bileyim ayrılıklar hep yolda
yirmi besinci saat çaliyor kostantin duvarinda
sensiz bir hafta
sifri karanlik gökyüzü
parlak yildizlarla dolu
sende gökyuzu gibi asi ve maviydin
parlak yildizlar gibiydin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!