Basit bir gözlemci
Beni uzakta arama
Ben beni gördüğün yerdeyim
Öyle kayıbım ki kendimde
Boşuna uğraşma
Ben çaresizliğin erdiği yerdeyim
Bir damla göz yaşımla düşüm düştü
Söndürdü gönül ateşimi
Bir damla göz yaşımla isyanım döküldü
Taştı zihnime ağzımdan döküldü
Ey İstanbul ey İstanbul yok mu karanlık semtlerin yok mu karanlık sokakların
Yalnızlığa ant içmiş yerlerin, gözlerin bile görmediği ardına merakın düşmediği diplerin
Aç bana kapılarını kimsesizliklerine götür beni, sessizliklerine gömeyim hüznümü
Ne iz bırakayım acılarımın üzerine nede sokakların adı dimağda kalsın
Aman ey İstanbul yağmur yağmasın üzerine, toprağın ıslanıp açılmasın
Aman ey İstanbul rüzgarın girmesin sokaklarına, esip serpmesin acılarımı
Göğün mavisinin yere çalındığı deniz
Nedir bu suskunluğun
Nedir bu aslını derinlerde saklayışın
Nedir bu benle konuşmayışın
Yoksa yaşananlara mı sitemin
Yoksa unuttum mu sandın kıyılarında yatanları
Ne sevdalar vardır yüreklerde
Mürekkebin dökülüp kağıdın emmediği
Ne sevdalar vardır yüreklerde
Kalemin kırılıp kömürün kağıda izin sürülmediği
Ne sevdalar vardır yüreklerde
Kuşun kanadından kopup mürekkebe ilişmediği
Bırakıyorum artık korkularımı yüreğime
Vahşeti yaşatıyor zihnime
Olur mu deme Gerçekten katil
Yalanlar ölmeye hazır zihnimde
Hatıralarım yalanların kanlarıyla kaplı
İçip içip sarhoş olanlara şaşarım
Hiç yıllanmış hüzünler bardaklara sığar mı ?
Hangi aşk vardır ki sevenden başkası tanısın taşısın ?
Hangi aşk vardır da bir içkiyle yarası sarılsın ?
Madem sarhoş olmaksa niyet, avutmaksa kendini
Amaç kaybetmekse benliği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!