Gök ve su
Şükür herkese güler, herkesle şakalaşırdı.
Ama günler geçtikçe insanın kendiyle arasındaki uzaklık daralacağına genişliyordu.
Sanki bir manyetik alan v/ar'dı çevresinde ve b/izleri nefsimize çarptıkça.
Yoksulluk artıyordu, sevgiden başlayıp acıyla uzaklaşıyorduk birer birer.
Duası olmayana kala kala bu cebi deliklere, alnı secdesiz, yüreği sevgisiz, sureti nursuz olana mı kaldım der hamd.
İnsan her surete ayıbını yükler ama göremez.
Her mana'ya ayna olup dua edemez.
Kamil insanını işidir düşünmek ve aramak.
Hasret v/ar'sa bir yerde, özlenen hep aşk olur.
Kavuşmasak çok daha büyük olur aynı duadaki içimdeki senle.
Kendi payıma iyi yada kötü
Sanki bir çocuktu, sanki bir lunaparktaydı ve lunaparkın en görkemli oyuncağını vermişlerdi kucağına.
Benim bir suçum yok.
Gönlüme düşsün istermiydim.
Bilseydim bir daha severmişim!.. dedi ve gitti Boşvermiş.
İşte bir tek O aşk!..
Ben şimdi kimi seveceğim, beni kim sevecek?..
El -Fettah olan O'ndan gayrısı değildir. Hakla batının arasındaki farkı arayan.
Gün doyumsuz olur oruçlulara.
Dua'nın tohumları yeşersin diye.
Bir çiçeğin uçurum kenarlarında açması gibi korkusuz içimizde bir bahar.
Adı aşk, siz sahip çıksanızda.
Bir yudum sevgiye hasret olanlarda Kırık bir aşk hikayesi insan.
Sevdalar çiçek açar.
Gönül şiiri bir bohça yapar.
Tadı gözlerimizde kalan şair.
Şiir hançeri gömerdi yaralara, yar diye.
Öpüşür özlem herşey senin için.
İnsan insana mirasçıysa, karınca gibi çalışmak gerek sevme Lütfü için.
Adım adım, alfabede adresim şudur.
Affet beni, ağarınca tan uykudaysam aşk.
Hep v/ar ettikçe duanın tohumunu tevhidle.
Neden doğmuş insanın insandaki sevmenin cayışı anlaşılır.
Herşey senin için şems vakti, yeterki al payına düşeni.
Tümüyle sarhoş edici su ne g/izler bilir misin?..
İman ettim demeyle, iman oluyor mu?..
Ateş yakar kül ederse, yüreğini soğutan bir dua uzanırsa o vakitte aşk nedir bilirsin.
Daha derin düşündüğümde aşkı.
Özdeş tuttuğum hüzün olmuşsa dua'da bugün o gündür.
Kimi dalgalı, kimi hırçın, kimi sessiz .
Ve karşımda Engin deniz kocaman hüzün olmuş bugün.
Düşünmekten yorgun yolcu nereye gittiğini soruyor durmadan.
Anlatmalıyım ona hem de herşeyi.
Birşeyler mırıldanıyorum onca uzak onca yakın.
Hemen konuşacak, paylaşacak anlarımız olmalı insanlarla.
Ne çok şey var anlatacak, neyi anlatacağım?..
Anlatamadıklarımla!..
İçimdeki kırgınlıklar uç verirken canlı ve sürgit, durmadan, inatla kim verecek bunun hesabını diye sormayalım.
Düşünmekten yorgun, acıyı kusmalıyım inandıklarımıza vahyedileni.
Acıyı kusmak, küfretmek yetseydi eğer, bunca acı, zulüm, haksızlık yaşanır mıydı acaba diye sormalıyım.
Yok bulamıyorum onu,
İlk kez olmuyor ki bu.
Neden şaşkın titriyorum.
Geriye dönüyorum hızla geçiyorum zamandan.
Bir daha, bir daha, bir daha.
O yok, korkuyorum, hüzünle b/akıyorum.
Sen varsın o an.
Ne çok yaşadım korkuyu, umarsızlığı.
Sonunda biryerlerde çıktım umutla.
Ya şimdi?..
Sorsalar şu âh'dan gayrı tesbîhâtın mı var.
Yağmur hüzünlü şarkı söylüyor.
Nerde martılar, ne olmuş bugün insanlara?..
Ezberi bozan sevgi(li)nin sabrındayım.
Nefsiyle değil, Rabbine borç verenlerin sadakalarının elinden.
Dua'da olanlara tecelli eden melekler.
Dem bu dem.
İki cihanda itikafta olanlara bizden selam götürün.
(Y.ed)
Kayıt Tarihi : 17.6.2017 00:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşyayla bir tutan herşey gayri insanidir. Aliya İzzetbegoviç
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!