Gök Tanrı Şiiri
Göğün mavisi sessizce dökülürken yere,
Tanrının nefesi yudum yudum serinliği getire.
Bir güneş ki dorukta, altın saçlarını örerken,
Yıldızlar gecenin göğsünü işlerken gümüşten.
Dağlar, bulutları dokur Gök Tanrı'nın dokusuna,
Irmaklar şırıl şırıl akar, daima onun korusuna.
Kuşlar kanat çırpar, göğe yükselen bir dua gibi,
Renkler saçar gökkuşağı, Tanrının resmi cümbüşü.
Uçsuz bucaksız mavilik, sonsuz bir aşkla örülü,
Her sabah uyanırken, Tanrı'nın selamı var hürülü.
Rüzgar o nazik elleriyle yüzüme dokunduğunda,
Bir ses susuyor içimde, 'Evren senin tutkundur' diye.
Geceyi aydınlatan ay, o göz kırpan yıldızlarla,
Bize Gök Tanrı'nın mesajını fısıldar nazlarla.
Kainatın ritmiyle, her kalp atışında hislerle,
Gök Tanrı, aşkını yazıyor, her an, her nefeste sevgiyle.
Büyük bir perde gibi, gün sonunda indiğinde,
Evrensel bir oyun başlar, Tanrı sahnede.
Her akşam batışında, her tan yeri ağardığında,
Bizlere bir lütfu, Gök Tanrı'nın eseri barışında.
Bu şiirin her mısrası, dilde kolay, anlamı derin,
Gök Tanrı'ya methiye, yürekteki sonsuz sevgi yerin.
Sözlerimiz sonsuza dokunur, ahenk içinde,
Ve göğün sonsuz aşkını buluruz, daima şiirle iç içe.
Kayıt Tarihi : 14.12.2023 04:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!