Gök Şiiri - Yorumlar

Salih Bolat
34

ŞİİR


42

TAKİPÇİ

küpünde dinlenen şarap; yaz göğü
fazla bir şey istemiyoruz, yaşamaktan başka
anlamak istiyoruz, ters dönmüş böceği
dinlemek istiyoruz, taştaki yosunun türküsünü.
geceyle mühürlenmiş mektuplardır, yaşlılar
eski ölülerden haber veren, eski şeylerden
bakarlar, açık bırakılmış kapınızdan

Tamamını Oku
  • Yavuz Girgin
    Yavuz Girgin 16.09.2013 - 00:10

    küpünde dinlenen şarap acaba dinleniyor mu yoksa hiç durmaksızın harıl harıl tadını bulmaya mı çalışıyor? ustasının elinde tadını bulamamış şarabın damaktaki tadı nasıl olurdu ?şikayetli olurdu elbette.

    yaşlılık herkes için mukadder .hızlı yaşayıp genç ölmediyse:)

    salt olarak yaşlı nedir ne değildir sorusuna takılmak yerine şiirdeki yaşlılara atfedilenlere bir de şöyle bakalım.
    dünün kapasitesiyle dolu bir bünye, diyelim ki bir marangoz, bugünün gelişkin araç ve gereçlerini kullanmayan ve hâlen de bir testere bir çekiçle sanatını icra etmeye çalışan yaşlı bir marangozu gözümüzün önüne getirelim . günümüz şartlarında gelişip büyüme gücü var mıdır acaba ? hele ki mücadelesi? Hz. Mevlana gelip de ne derdi ona?.’ dün geçti cancağızım gün bugün dem bu dem’ demez miydi?

    insanın kendini ve evreni tanıyıp bilme aşkı hiçbir varlıkta yok.. şiirdeki bu isteğe teşekkür.. insanın kendini ve evreni tanıma noktasında önünü kesen engeller nedir?. dahası yaşama sevincini elinden alan engeller? ha işte onlara da gönderme var şiirde onları kendince hatırlattığı için de yine teşekkür.

    dün olduğu gibi yerinde dursun (tukaka demenin kolaycılığına saplanmadan )ibretlikleriyle efsaneleriyle. kalıntıları günümüze ve geleceğe ışık tutması adına araştırılıp incelensin. bilgi mekanizma ve metotlarının günümüzde de uygulanabilir olanları uygulanmaya devam etsin amenna ! ama gün bugün dem bu dem, sorumlu olduğumuz ve sorumlu tutulacağımız da bugünün göğü unutulmasın!..

    şu bir gerçek ki soruların cevapları insanı hücresine atomuna kaynağına dokundurup mest edemiyorsa işte o noktada tatmin olmamış baş dönüp dolaşmaya devam edecektir..

    şu da bir bilimsel gerçek ki şu alemde insanın bildiği milyonda beşi!. on sekiz bin alem var daha!..Hüdâ! Hüdââ! ne büyüksün sen Hüdâ!, titreye titreye demeyeyim mi şimdi bir daha?:)

    saygılar…

    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge 15.09.2013 - 19:21

    Neymiş efendim? Böceğin ters dönmesi neymiş? Böcek ne zaman ters dönermiş? Bazıları bunu ters döndükten sonra (Öldükten sonra)anlayacaklar! :)

    Şair gökyüzünü mü anlatıyormuş? Alakasız şeylerden mi bahsediyormuş? Böyle düşünenler de haklılar. Beyinleri ters takılmış olabilir. Anlayış seviyeleri o!

    Geç anlayanlar için bir söz vardır. 'Oh! nihayet anladı!' demezler de aynı anlama gelen bir şey söylerler: 'Oh! Semer ağacı kırıldı!..'

    Bazıları, etraflıca anlatılsa da anlamazlar. Onlarda o kabiliyet yoktur. Sadece itiraz, temyiz... Her şeye muhalif... Kendince arif... :)

    Biliyorsan yaz da ilim alalım; bilmiyorsan sus da arif sanalım!

    Sevgiler...

    Onur BİLGE



    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge 15.09.2013 - 19:09

    Gök

    küpünde dinlenen şarap; yaz göğü
    fazla bir şey istemiyoruz, yaşamaktan başka
    anlamak istiyoruz, ters dönmüş böceği
    dinlemek istiyoruz, taştaki yosunun türküsünü.
    geceyle mühürlenmiş mektuplardır, yaşlılar
    eski ölülerden haber veren, eski şeylerden
    bakarlar, açık bırakılmış kapınızdan
    bir at yapmak için ne gerekiyorsa, örneğin
    kişneme, yele, sağrı, nal - binicisi bilinmez -
    öyle bakarlar, fazla bir şey istemeden.

    hep bu saatlerde bir gök geçer üstümüzden
    nar ağacı nasıl çiçek açar, onu düşünür kadınlar
    kedi nasıl gerinir, kundağı çözülen bebek nasıl, onu
    derinliğinde ağustos'un, kımıldar kozasında uyku
    alınıp götürülmüş oğullarımızın son yüzleri gibi
    ve kayıp kızlarımızın, belleğimizden silinmeyen
    bir gök: demire ve geceye bölünmüş.

    Salih Bolat


    SONSUZLUK, YANİ ÖLÜM

    Şarap yapım esnasında mayalanır, köpürür. Sonra dinlenmeye bırakılır. İnsan da gençlik yıllarında hayatın akışına göre hareketlidir. Yaşlılığı, küpünde dinlenen şaraba benzer.

    Bir zamanlar bulutlanan, şimşek çakan, gürleyen, yağan hali kalmamıştır. Artık ortalığı ala fıcırık boz duman edecek hali de buna niyeti de yoktur.

    Çok fazla bir beklentisi kalmamıştır dünyadan. Sadece sağlığını muhafaza etmeye çalışarak yaşamak… Sükûnet ve huzur… O kadar… Bir de ölümü anlamaya çalışmak…

    Ölüm sırrıyla hitama eren, Allah’tan gelen, tekrar O’na dönen mektuplar gibidirler. Eski arkadaşlarından bahsederler. Üçü beşi kalmıştır, belki de hiç kalmamıştır. Askerlik yıllarından, sevdalarından… Kaset başa sarmıştır. Hep eskilerden söz ederler. Yakın geçmiş hızla silinmekte ve geri gelmemekte, hayatın başı projektörle aydınlanmaktadır. Atlardan, arabalardan söz ederler. Eski köy yaşantılarından… Ölümden bahsetmektedirler. Kabirden, tabuttan, saldan… Son nefesten… Tabut yaparlar. Ölüm için ne gerekiyorsa vardır. Sal, hep ortadadır, hazırdır, beklemede... Fakat binicisi bilinmez. Sıra kimde? Sönük ve perde inmiş gözleriyle öylece bakarlar. Sadece imanla gitmektir en önemli dilekleri.

    Hep bu saatlerde, akşama doğru bir sonsuzluk duygusuna kapılırlar. Ölüm ürpertisi gibi bir şeydir, hissettikleri. Oysa güzel şeyler de vardır dünyada. Hayat devan etmektedir. Çevrede güzel şeyler de olup bitmektedir. Dallar çiçeklenmekte, bebekler doğup büyümektedir. Hayvanlar da vardır, kendi hallerinde ömür süren. Onların hiç de umurlarında değildir ölüm. Yaşlılar kadar derinden hissedemez diğerleri ölümü. Oysa uyku… Oysa ölüm… Ne kadar da yakınındadır onların! Kimler alıp başlarını gitmiştir, kimler! Kimler veda etmiştir sessizce bu dünyaya! Oğullar, kızlar… Kaç ölü yüzü görmüştür onlar! Belleklerinden silinmez, son görüntüleri. Ölüm… Belleklerinden silinmeyen sonsuzluk…

    Gökyüzü… Sonsuz boşluk… Ölüm… Hepimiz esiriz bu dünyada. Tutuklu… Yaşamaya mahkûm… Dünya, hapishane… Gece, günün bitimi… Yani gençliğin… Yani o süratle akıp giden, hızla tükenen hayatın… Gözleri hayata kapama gibi bir şey, yaşlılık. Yani batması güneşin… Yani gece… Yaşlılıkta dünyadan ölüme bakış… Yani parmaklıklar ardından… Ölüm, demire ve geceye bölünmüş.

    Dünyevi ve Uhrevi Mutluluklar…


    Onur BİLGE

    Cevap Yaz
  • Nilgün Aras
    Nilgün Aras 15.09.2013 - 18:37

    Okur şiiri ve şairini eleştirmekte alabildiğine özgür hissediyor, öyle de olmalıdır.
    Adil bir okurun, bir yapıtı yorumlarken sorması gereken; kullandığı bu geniş özgürlüğe karşın,acaba kendisinin ne derece yetkin olduğu.... olmamalı mıdır?
    Bırakınız şairi, bağımsızca şiirin yeterliliğe sahip okur aramak hakkı yok mudur?
    Bu nedenle bir şiiri olumlar ya da olumsuzlarken nezaketin yanısıra sağlam gerekçe gösterebilmek isterim. Sağlam sandığım gerekçe boş bulunursa hiç değilse nezaketim kurtarır diye umuyorum.

    Bu şiirde,bu tür 'hareketli şiir'lerde örneğin, dikkati noksan bir okur nasıl da utanabilir sonradan.

    Hareketli şiir dememin nedeni, hareketli resimlere benzetmekliğim. Dizeler belli bir anlama ( manzaraya ) sabitlenmiş değildir, imgeler öncekiyle sonrakiyle ve kendi içlerinde sürekli bir bağlaşma ayrışma etkinliği içinde ve yarışma halindedir.

    küpünde dinlenen şarap; yaz göğü
    yaz göğü fazla bir şey istemiyoruz
    fazla bir şey istemiyoruz, yaşamaktan başka
    yaşamaktan başka anlamak istiyoruz
    anlamak istiyoruz ters dönmüş böceği
    ters dönmüş böceği dinlemek istiyoruz
    dinlemek istiyoruz taştaki yosunun türküsünü

    Bu düzende okumaya devam ettiğimizde geceyle mühürlenmiş mektupların, başlı başına çok güzel bir betimleme olmakla birlikte, ihtiyarlık ölüm bağlamıyla yetinmediğini seziyoruz.
    .........

    Ve bunun gibi. Daha nice nice.

    Cevap Yaz
  • Çetin Örnek
    Çetin Örnek 15.09.2013 - 18:02

    ..yeniye eskiye farketmiyor usta'ya amatöre iç döküm yeri günün şiiri'nin köşesi düşmüş sayısı gerçi buralara gelmeyeli genişledi alanlar çoğaldı şiir siteleri ki her yazı her öykü her şiir mısralardan virgülüne güzeldir sahibine..tabii ki yorum yazmak eleştirilar yapıcı olmalıdır empati kavramının gerçekliğine göre şöyle ki iğneyi başkasına çuvaldızı kendine...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Nuri İnanç
    Mustafa Nuri İnanç 15.09.2013 - 17:36

    güzel bir şiir okudum,üstadı kutluyorum.eyvallah

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Demircan
    Hüseyin Demircan 15.09.2013 - 14:21

    birgun olur isem canima kiyar
    sebebim bil ki sen ey at suratli yar
    diyari gurbete dusme nedenim
    sen oldun dogduguma pisman edenim

    beni anlamak mi hadi be sen de..
    senden yakin idi. kamuran akkor umit besen de

    en derin sevgi dolu hislerim
    benim olsan seni elim ile beslerim

    ustum de gokyuzu maviye keser
    sevgilim gok ve sen suphe yok eser..

    ikinize hetgun bakmak isterim
    diner melankolik kriz histerim

    musluktan akarca yagmur duslarim
    olurdu ve gokte ucan kuslarim

    sarkilar soyleyip beni mest eder
    gokyuzu altin da barinmaz keder

    yildizlar kayarken ayin halesi
    altin da yapardik dansi balesi

    kesinlikle gok de istikbal vardir
    gokyuzu olmasin bu dunya dardir..

    tur.. turev.. sozcukler ile.. gok dantel gibi islenmeli..
    gezegenleri ve goktaslari ile astroidleri..

    yanisira.. gunes patlamalari ve ozon tabakasi ile ucan daireleri konu edilmeli uzaylilara yer verilmeliydi..

    bu vesile ile de.. bir yemek kotu kokarsa iki kasik alir fazla yiyemezsiniz.. tum kendine ziyafet cekenleri dahi kutlar.. basarilarini alkislarim..
    aksi hal bu guzel isabet secki ile muserref olunamazdi.. saygilar..

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz 15.09.2013 - 10:44

    Ustaca betimlenmiş, dilimizin yetenekli yalın kullanımında başarıya ulaşan güzel dizeler. Şairi sevgiyle kutluyorum. Ben yaşlı birisiyim; mühürlü zarflar gibi duruyorum...

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Demircan
    Hüseyin Demircan 15.09.2013 - 10:36

    edebiyatin bugun ayaklar altin da cignenmesine sebebiyet verir..
    tedavi edilmesi gerekir iken..
    kimseye zarari yok ya.. gibi gerekcelerle..

    hem bu sekil de tedavi oluyorlar gibi bahanelerle.. kalem kullanmasina goz yumulan..

    dun ornegini haber bultenlerin de okuduk.. rusya da kibritten uzak tutulmasi gereken akil hastasi.. koskoca hastaneyi yakti..

    bu tur sairlerimiz de ic yakar iken..
    elli lira yevmiye versinler.. iki dizesinden fazlasini okuyamiyacagim..

    uzerinde kiyazinin.. kagidin.. beyaz kagit degerini dusurmesinden baska..

    hurda kagit degeri disinda degeri olmuyan yaziyi..

    bizler adina.. azimle.. sabirla.. ozveri ile.. okuma zahmetine katlanir..

    normal bir kimse okusa.. tiksinti ile kusabilecegi.. tekduzelik.. banallik..
    ayni nakarat ayni karin agrisi..
    ustuste topla binbesyuzle carp on kurus etmedik.. yazilari..


    buyuk bir hosgoru.. metanet ile.. gune getiren.. seckisel kurul.. ile..
    bu kurulun seckiyi tadip onay verir.. cesnici basisini.. avuclarim patliyana dek alkisliyorum.. buyuksunuz yucesiniz..

    en derin hurmet ve saygilarimla kutluyorum..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta