İfrit adımlarında tam tam dansında riyâ
Maziye terk edilen akıl, ma’na ve fikir
Bozguncu taifesi şehla gözünde rüya
Siyaset üstü loca ahlâk ve haya’da kir
Karanlığı tan gören geceye kurşun sıksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Temsilde liyâkatsiz özden habersiz vekil
Çağdaşlık lafazanı, istihza Din ve İman
Uzay kılıklı kubur, bukalemun renk şekil
Teba sırtında kambur, çirkef içinde zaman
Tabanından habersiz, tavanlar yeri lüksün
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Kökleri sarmış güve ne çare var ne merhem
Devşirme borazanlar, dem çay içinde tarçın
Adalet’te atalet terazide üç dirhem
Kast edilen ecdadım, genetik nefret perçin
Tuluat sahnesini perdeler geri çeksin
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Değişmeyen serenat, irtica mücrim forsa
Hortumcuda aklanan vergi üstünde sergi
Perde ardından sufle, borsa içinde parsa
Organik çete bunlar tab’ından mahrum dergi
Ay Yıldızlı Bayrağım Hürriyet zülfü taksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Bu ne hazin garabet Türk’e biçilen pâye
Toplum mühendisleri dıştan boyalı basın
Bir kaç soysuz eliyle çökertmek ulvi gâye
Namdar zindan faresi masumluğunda yas’ın
Üç beş göbek öteyi aç ki şecere aksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Siyonist parende baz madeni gizli loca
Medyada tekelleşme şantaj soslu ticaret
Yasaklı localarda sayısız karton cüce
Kurumlar sultasında baret üstünde baret
Köşe başı avane sığ akıl kına yaksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Çakal planlarında kurulan çarpık masa
Sözüm ona Hürriyet Türk’e memnu ve uzak
Şimdi revâçta olan Türk’e ihanet yasa
Asla layık görülen kefen bezine tuzak
Bekle gelmez sabahı kaşını yere çaksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
İlim özürlü bilim, bilim içinde kota
Mayasından habersiz entel denilen zevat
Makale fukarası zeminden yüksek çıta
Millet savar muhalif meşrutiyete tezat
Aslı hakir görenin beyin hücresi koksun
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Yemek odası gibi delik deşik beyt-ül mal
Yer altında koridor yetim hakkına taşıt
Günahları taşımaz tren dolusu hamal
Lokmasını yediği sofra bezinde çaşıt
Cemiyeti kemiren köksüzün kökü çöksün
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Yılan terkibi hayat yatağa düşman mecra
Aile’de heyelan sevgi, şefkatte dumur
Tescilli cinnet hali dokuz boğuma icra
Aşkta keşmekeş bühtân, gecelik hâzda umur!
Hamaset sultasını gerçek kökünden yıksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Makberî - Ahmet Akkoyun.....22/05/2008.....00:04....İst
Ahmet AkkoyunKayıt Tarihi : 23.5.2008 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebriklerimle.
Üstad Necip Fazıl'ın 'Destan' şiirini anımsattı bana nedense. Üslup aynı. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki onu çağrıştırabilmek bile şandır, şereftir.
şiirlerinizdeki çıkışı alkışlıyorum. Muteşem bir eser olmuş.
Keyif aldım her bir hecesinden.
Yürekten kutluyorum...
Unutmayalım! Güzellik özümüzde...
Fesih Aktaş
Usta bir kalemden ustaca yazılmış bir şiir okumanın zevki ise bir başka güzellik.
Teşekkür ediyorum yazan ve paylaşan yüreğinize. Tam puanımı bırakırken sayfanıza saygılarımı iletiyorum yüreğinize
Toplum mühendisleri dıştan boyalı basın
Bir kaç soysuz eliyle çökertmek ulvi gâye
Namdar zindan faresi masumluğunda yas’ın
Üç beş göbek öteyi aç ki şecere aksın
Yoksa sessiz kalırsam gök girsin kızıl çıksın
Anlamlı ve derin mesajlarla süslenmiş şiirin tamamı.
Kutluyorum dostum, kalemin daim olsun.
Selamlar.
TÜM YORUMLAR (14)