toprağın rahmini kucaklamak için
çığlıkla kopuyor bulutların suyu,
göğün kalbi son deminde
yıkanıyor gözlerde kusurlar
ruhlara dökülüyor tabiat
gün karanlık...
üşüyen yanımız matemde
rengi alacalı ayrılığın
arınan aşk naftalin kokulu
istinat duvarı yıkılmış kirpiklerin
iyimser hallerimiz kimliksiz kalmış
ışkınlar veriyor özlem
bahardan sonra
rafta unutulan şiirler
yüzüne tükürüyor şarkıların
mektubun ucu yanık
dumanlı dünyam nefes nefese...
bugün
hayırsız evlat gibi kalemim,
ana kucağına asıyor heceleri
ağıtlar istila edilmiş
dilin ucunda öksüzlüğün rehaveti var
hesap sorar gibi bakıyor uçurtmalar
leylekler de göç etmiş bacalardan
yollar aralık kalmış yıllara
deniz fenerinin umudu
incir çekirdeğini doldurmuyor
şebboylar raks ediyor ayazda
aynadaki gölge soyundukça
korkuyorum eskimiş şaraplardan
neyi sevsem mecburiyet...
genzimin ıssızlığı fokurduyor
masal kuşum kayıp,
günah tiryakisi göklerde
züleyha yüreğimi
sendeleyen iklimler sarıyor,
dudağımın ucunda kızıl karlar var
gökkuşağım mat... 06.12.2013
Kayıt Tarihi : 7.12.2013 17:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!