Göğümün Sol Yanı,
Adını koyamadığım değil
adını unutamadığım
Ne zamandır içimde bir telaştır
gönlümün sol yanından sevgiler
Bir duruşa sığınmış bütün cesaretim
her şey yerli yerinde ama hiçbir şeyim yok gibi.
Ne birini bu kadar özledim
ne uykusuz kaldım gecelerce.
Ateşe dokunmadan yanmak,
içmeden sarhoşluğa kanmak.
Dönmeyi bekler gibi değil
Bozuk bir saatte tekler gibi
içime dolup taşan bu sevda.
Ben bu kalbi senden başka herkese yetim bıraktım.
Kaderin bile boynu büküldü.
Seni içime sığdırmak,
dünyaya karşı kazandığım en sessiz zaferimdi.
Hiçliğin ortasında kalbim en çok kalbine yakıştı.
Kirli ellerimi açtım tertemiz dualara
Secdeye vardım utanmaklı bir yakarışla.
Aşkı tattığımdan beri seninle her şey değişti
Başını çevirdi bulutlar,
mevsimler yerini değiştirdi
ne gökyüzü mavi ne gece siyah.
Su bile boğazıma tespih tanesi gibi dizilir oldu.
Hangi yolu aydınlatacağını şaşırdı sokak lambaları.
Dünyanın coğrafyasına Gönülistan diye bir ülke kuruldu
Hiç bir şehir ayrı memleket olmadı.
Sabahlar şaştı akşamlar göçtü,
Kalbim sanki bin asırdır hiç atmamış gibi
hayat bulacak bir beden aramış
Bulduğu yerde hayatta kalmaya çalıştı.
Manzara her zaman zirveden seyredilmezmiş,
zirve manzaranın kendisiymiş
Mor çiçekler sadece yamaçlarda açarmış.
Gereksiz olan her şey ağzında çürümüş bir sakız gibi kalırmış.
Organların balıkçı ağına takılmış gibi çırpınır dururmuş.
Bütün duyguları aynı anda yaşamak
yanmak, donmak, durup durup ağlamak.
Şefkatini yaşlandırmış bu dünyaya bir aşk doğurmak.
Hiçten, birden, benden
Göğümün sol yanından sevgiler..
Gönül KütükKayıt Tarihi : 3.11.2025 21:35:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




garibem,
ve kalbimde bir kürek mahkûmu saklanır,
vişne ve nar ağaçlarının arasında…
işte sesleniyor bana,
hışırdayan kavakların içinden…;
üşürsen...,
içinden orman geçen şiirlerimden
kozalaklar topla,
sonra yak bir bir ruhunun hirasında,
patlasın çıtırdayarak ateş böcekleri;
ısınırsın...
duyup da işittiğim o yankılanan sesle,
içimden geçen ve nereye gittiğini hiç bilmediğim
o tren,
kalbimin tünelinde birden duruverir;
şaşkın bakışlar, şaşılar ve şehlalar
ve alacalar içinden geçip,
kaybolmuş mahcup bir sincap gibi,
yerime otururum bilirsin; cam kenarına,
ve elimdeki kozalağı uzatırım kondüktöre
biletsiz şairem, anlasana; garibem...
seferîyem…
içinden okyanus geçen böyle bir göz yok,
ondandır iç sesime dayanamayıp,
yüz/süz dönüşlerim sana; aşk…,
ah/ ciğerime bir akasya ek n'olur...
TÜM YORUMLAR (1)