Çeke çeke bu sevdânın gamını
Yaslanıp soldurma gönül damını
Sök çıkar kalbinden zannı, gümanı
Yağmurdan yağıştan sor beni beni
Tepeden doruktan aşıp da burcu
Dönerse bu yola baş koyan yolcu
Menzile kavuşup çözünce hurcu
İpekten nakıştan sor beni beni
İki gözüm iki çeşme dinmeden
Yüreğime nüzul inmiş giryeden
Sıra sıra engel yokuş demeden
İnişten çıkıştan sor beni beni
Varlık bu düzlemde koyu bir gölge
Gün gelir, gözlerden kaybolur imge
Sonludan ‘Sonsuz’a uzanan belge
Duâdan alkıştan sor beni beni
Ağır ağır döner Göçmen kuşları
Bırakıp ardında çetin kışları
Sırrımı örterse mezar taşları
Kabirden kalkıştan sor beni beni
Tenini sararken yorgansız gece
Sükûtu haykırıp kendi dilince
Baktıkça o resme donup öylece
Kalemden rötuştan sor beni beni
Her derde devâdır zaman ilâcı
Küllenir sevgiler tükenir acı
Hatırdan geçtikçe burkunca sancı
Damladan akıştan sor beni beni
İnanmazsan asırlanmış nineden
Ak elleri nasırlanmış çileden
Kucağına yuvalanmış bebeden
Bacıdan gardaştan sor beni beni
Yrd. Doç. Dr. Recep Çetintaş
Recep ÇetintaşKayıt Tarihi : 30.12.2008 09:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bırakıp ardında çetin kışları
Sırrımı örterse mezar taşları
Kabirden kalkıştan sor beni beni
tebrik ve sevgiler...beğeni ile okudum..
TÜM YORUMLAR (1)