Göçmen Kuşları Şiiri - Ahmet Ünal

Ahmet Ünal
45

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Göçmen Kuşları

-I-
Ben de sizin gibi göçüp gideceğim
Bu dünyadan başka diyarlara
Geri donmemecesine bir daha
Anladınız mı, anladınız mı?
Goçmen kuşları…


Yapayalnız bırakıp gidersiniz beni
Baharı çekersiniz de ufkumdan,
Çeker götürürsünüz…
Mektup yazıyorum ardınızdan “geri gelin! ” diye
Var mı haberiniz?
Posta kamyonları yıkılıyor bir bir
Şimdi göçüp giden peşinizden
Yüreğimdir… Yüreğimdir…

Aranızda, kanadı kırık bir turna vardı
Bana benziyordu, ne haber ondan?
Can çağrılarımı mıknatıslayıp nakşetmişti içine
Rengini almıştı takvimdeki bahardan
Ona diyorum işte ona
N’olur, haber verin, ondan bana! ! !

Cemrelerin düşmesini beklemeyin yâdelde
Size ihtiyacımız var, duyun, işitin!
Göçmen kuşları…

Yapmadınız mı minarede ki yuvayı dedemle Hacı Leyleğe?
Güneşten, yıldızlardan yol sorun
Nehirleri, sıra dağları izleyin
Sakın şaşırmayın yolunuzu!
Kulak verin ıslığımın sesine…
Haydi gelin! Haydi gelin! ! ..

Ben sizi istiyorum
Ülkeme, baharın konakladığı ülkeme
Ey sığırcıklar ılık hava bulutlarına binin!
Selam götürmüştünüz ya benden ötelere
Şimdi öteleri, baharla gonca gonca bana getirin
Hem de kucak kucak…

İspinozlar, saka kuşları
Benimle şarkı söylemek için gelin
Verini yüreğinizi, bana verin…

Vallahi bozdurmadım bahçemde ki yuvanızı
Kendimi yalnız hissedıyorum işte
Çabuk gelin, haydi çabuk gelin olmaz mı?
Göçmen kuşları…

Oy turnalar oy! Oy ki oyyy! ! !
Sizi görmeyeli yıl oldu, asır oldu
Özledim, çok özledim; nerdesiniz?
“O V” işaretiyle gelin, gene gelin bana
Bölük bölük…

Biliyor musunuz?
Mete han sizden öğrenmişti
Onluk - yüzlük bölük sistemini…
Neler neler öğrendim bir tanelerim sizden? ! !
Sırayı bozmadan asker gibi gelişinizi
Ölümüne sevdalandığınız tek eşinizi
Ve de bütün olumsuzluklara karşın
Sönmeyen umut güneşinizi öğrendim…
Yavrularına sahip çıkmayı,
Hasreti bir selamla yere yıkmayı
Bulutları ağlatmayı öğrendim…

Ülkemin, ulusumun ve de benim
Duyun çağrılarımı, işitin!
Barış yeşillendi göz bebeklerimde
Yetişin! Yetişin! ...

-II-
Ey insanlar size sesleniyorum, size !
Kıymayın gönül misafirlerimize!
Kime zararları var ki?
Gelip gidecekler, benim gibi..

Yem yerine kurşun atmayın
Sapan taşı da atmayın! ...
Biliyor musunuz onlar?
Bana yeni bir dil öğrettiler
“Kuş” dilini, özetle “sevgi” dilini…

Ne mutlu bana!

İstersen sende öğrenebilirsin dostum!
Sevmeyi bilirsen, hoşgörüyü bilirsen,
Bilmem daha ne istersin benden?

Küstürmeyelim, kırmayalım yüreklerini
Geleceklerse benim ülkeme gelsinler
Aramasınlar kendilerine
Yeni, öte ülkelerde yeni yuvalar! ...
Benim köyüm, benim şehrim, sularım, otlarım, ana yurdum
Hem yurt olur, hem yuva olur onlara

Bakınız cemreler düştü
Bahar yağmurları göz yaşlarıma karıştı
Yaşlı gözlerim halâ yollarda…

-III-
Ben göçmen kuşlarımı arıyorum dostlar
İsimlerini değiştirelim isterseniz
“Göçmez kuşlar” diyelim

Biz de göçeceğiz bir gün
Hem de bir daha dönmemek üzere
Ne olur üzmeyin canlarımı? !
Öksüzüm, yetimim onlar yok iken
Yüzüm gözüm, bağ bozumu sanki
Oysa;
Bahar ülkesi ülkem, çiçek fırtınası içim
Onlarla beraber yaşayalım mutluca; tamam mı?
Dostça, kardeşçe…

-IV-
Sizi üzmeyeceğim, yemin ediyorum!
Göçmen kuşlarım sizi; !
Özledim, çok özledim hepinizi! ! !

İnanın bu benim son sözüm
İnanın sevginizle dolu özüm…

Ahmet Ünal
Kayıt Tarihi : 28.4.2004 00:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Ünal