Göçebe Sevdada Kavuşmak
Sen benim yaşamdan vaz geçtiğim…
Aşkın yalan olduğuna inandığım,
Umutlarımın bittiği an
Bana yeniden doğan nefesimsin.
Ama bu kez,
Bir dağın yamacında,
Güneşin göçtüğü yerde,
Bir göçebe çadırında sevdim seni…
Rüzgârın dilinde Kürtçe türküler vardı,
Mardin'den Van'a uzanan ağıtlar.
Ben seni,
Sadece bir kalpte değil,
Tarihin taşlarına oydum.
Bir çobanın kavalında başlayan melodiyle
Sana doğru yürüdüm.
Karanlık bastığında,
Kandil gibi yandın
Bir ova kadar berrak,
Bir dağ kadar yüce,
Bir orman gibi serin...
Kalem sustu, kâğıt yandı,
Ama senin adın
Nemrut'un zirvesine yazıldı.
Ne bir ressamın fırçası,
Ne de bir şairin dizesi
Seni tarif edemezdi.
Çünkü sen,
Fırat’ın aktığı,
Dicle’nin sustuğu,
Hasankeyf’in yıkıldığı yerden
Yeniden doğan aşksın…
Ben seni,
Yüzyıllardır aranan
Ve bir tek göçebenin kalbinde
Bulunan o özgürlük gibi sevdim.
Ne şehir isterdim,
Ne unvan, ne yol…
Sadece seninle,
Bir dağ başında,
Bir tenhada,
Bir sazın gölgesinde,
Bir tebessümde
Yaşamayı…
Çünkü sen,
Adıyaman’da bir ağıt,
Diyarbakır’da bir gülüş,
Batman’da yarım kalmış bir hikâye,
Ve benim bütün yarınlarımsın.
Ama bil ki…
Bizim aşkımızı ne yasalar anladı,
Ne yollar kaldırdı,
Ne de zaman…
Biz, mum ışığında yazılan mektuplarla büyüttük sevgimizi,
İsmini söylemenin bile yasak olduğu günlerde,
Gizli dualarla,
Toprağın altına gömülen kelimelerle andık birbirimizi.
Sen bana,
Kars’ta kar yağarken yazılmış
Ve hiçbir postacının teslim edemediği
Bir aşk mektubu gibi geldin…
Zarfın yırtıktı,
Ama içindeki kelimeler
Bin yıla bedeldi.
Gözlerinden,
Sürgün yemiş dillerin özlemi dökülüyordu.
Ben seni,
Ne trenle, ne uçağa binip aradım…
Sadece yüreğimin haritasında
Saklı kalan köy yollarında buldum seni.
Senin teninde
Mazıdağ'ın kokusu vardı,
Üzerinde kömür isi,
Ama yüreğinde yıldızlardan daha parlak
Bir sevda taşıyordun.
Biz birbirimize
Herkesin kavuşmak dediği yerde değil,
Hiç kimsenin uğramadığı
Bir mezra başında dokunduk.
Ne çeyiz serildi,
Ne kına yakıldı,
Sadece gözlerimiz
Birbirine "ölümüne" dedi usulca.
Bir gece,
Hakkâri’nin dağlarında,
Yalnız bir mum ışığında yazdım sana:
“Ben seni gördüğüm günden beri
Yaşamaya çalışmıyorum,
Sana ulaşana kadar
Sadece bekliyorum…”
Sana kavuşmak,
Bir destan değilse,
Edebiyat yalandır.
Çünkü seninle olan her adım
Bir satırdı,
Ve her suskunluk
Bir sayfa oldu bana.
Ve şimdi...
Koynumda hâlâ senin ilk mektubun…
Üzerinde senin parmak izin,
Köşesi yanmış,
Ama sözcükleri hâlâ yanan
Bir aşkın hatırası…
Bizi kimse anlamasın artık,
Yeter ki biz,
Yüreklerimizin göçebe toprağında
Kök salalım…
Seninle,
Bir ağaç gibi dimdik,
Bir türkü gibi sonsuz yaşayayım.
Ne şiir tamamlasın bizi,
Ne roman…
Sadece ismimiz yan yana dursun:
Mehmet Bildir
Kayıt Tarihi : 5.8.2025 19:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!