Bardak, bardak içilen çaylardan sonra, güneşin hafif hafif kaybolması… Gökyüzü görebildiğimiz kadar mavi, yeryüzü duyabildiğimiz kadar sesli…
Ben kaybolmuştum eski, dar sokaklarda bir zamanlar.
Parmaklarıyla oyun oynayan çocuklar vardı. Oyuncaksız. Belki bende oynamışımdır. Belki de hiç oynamamışımdır. Sevmişimdir bakışları kuyu gibi bir kızı.
Ben kaybolmuştum eski, dar sokaklarda bir zamanlar.
Fakat kaybolduğun yer, senin memleketindir. ‘Kaybolmak’ kelimesi ne işe yaramaz bir kelime. İnsan kaybolmaz, yer değiştirir. Kim bilebilir ki kaybolduğunu ya da olmadığını.
Gökyüzü kahverengileşmişti. Son uçuşlarını yapan kuşlar, mavilikleri topluyordu bir sonraki güne…
Göçmüştüm, yerleşmiştim o yerlere…
Deniz durgun göl gibi, gitgide genişliyor
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor,
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Devamını Oku
Sular kayalıklarda nurdan izler işliyor,
Engine sarkan gökler baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya



Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta