I
Önce seni gördüm Araf’ta
Sonra senin gözlerinde gözlerimi
Ve sonra her şeyi…
Mukadder bir meçhulde kesişti y/ol…
Ne milattan önceydi, ne de milattan sonra
“Aylardan Ocaktı… Sımsıcaktı…”
Güneşin eteğindeydik
Gerçekle düş arasında bir yerdeydik…
Geldin;
Semadan iner gibi geldin,
Cenneti müjdeler gibi geldin...
Şerefelerde karşıladı şehir vuslatını
Kediler miyavlamalarını
Martılar kanatlarını adadılar gelişine
Masmavi bir secde oldu deniz ayakuçlarına
Yalınayak rüzgârlarla geldin
Yudum yudum şiirlerle geldin…
Şebboy tarlasına döndü gizli köşelerimiz
Sen frezya mevsimi kadar taptazeydin
Laleye benzerdin de fesleğen kokardın…
Varlığında ne kadar yoksam,
Yokluğunda o kadar vardım.
Habersiz ve dahi kimsesiz
Aşikârda mahrem olandım…
II
Sonra vakitler değişti birden
Göç mevsimi geldi.
Zamansız ecel gibi geldi…
Akşamlar indi gümüş hançerleriyle
Ebabiller yuva yaptı şebboy bahçelerine
Aynı suya düştü bakışlarımız ayrı pencerelerden
İki damla gözyaşı bıraktım boynuna, gerdanlık niyetine
Ki, hiçbir şey gözyaşından daha saf değildi…
İkiye bölündü bedenlerimiz
Biri yanan, diğeri yanılan…
Ve iki cümle damladı kâğıdımıza
Şiirimizin son satırından
Biri ağlayan, diğeri duymayan…
Andolsun sadece seni yazıyordum
Kör olsun gözlerim, sadece sana yazıyordum
Her harf canımın suretiydi aslında
Her şiirim nefes alıyordu
Bir bir sana devriliyordu mısralar, okumuyordun
Kaç dalga geçiyordu denizlerimden saymıyordun
İçimdeki ülkeni görmüyordun
Ölüyordum da
Yarama dokunmuyordun…
III
Göç mevsimiydi besbelli
İlkyazdan önce gelen sonbahar gibiydi/has bahçemize
Önce hayallerimiz gitti, kâbusların ardına düşüp
Martılar kanatlarını, kediler seslerini
Denizler mavisini götürdü sonra…
Bir kuyruklu yıldız kaydı Kaf Dağı’na
Bir kuyruklu yalan
Kanadı yollar… Kanadı duraklar…
Bulutlar silindi gökyüzünden
Sayfaların arasında kayboldu şiirimiz
Kâğıtlar kalemini yitirdi…
Bulmayı bildik, kalmayı bilemedik ya
Bir bir döküldü aynaların ardındaki sır.
Aynalar kirlendi…
Mum eridi, pervane tükendi…
Griye bulandı ebemkuşağı,
Geceler sabahını yitirdi…
Yollar kayıp gitti ayağımızın altından
Muamma bir evhamın girdabında
Bir yanımız diğer yanımızı yitirdi…
Göç mevsimiydi
Sustuk
Şiir şairini götürdü…
21.08.2013/Edirne
İrfan ÖzcanKayıt Tarihi : 21.8.2013 00:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İrfan Özcan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/08/21/goc-mevsimi-17.jpg)
Geldin;
Semadan iner gibi geldin,
Cenneti müjdeler gibi geldin...
Şerefelerde karşıladı şehir vuslatını
Kediler miyavlamalarını
Martılar kanatlarını adadılar gelişine
Masmavi bir secde oldu deniz ayakuçlarına
Yalınayak rüzgârlarla geldin
Yudum yudum şiirlerle geldin…
Şebboy tarlasına döndü gizli köşelerimiz
Sen frezya mevsimi kadar taptazeydin
Laleye benzerdin de fesleğen kokardın…
İrfan abimm yine aşmışsın kendini ...
Bence sen fesleğeni lale sanmışsın :))))
..latife bi yana herzamanki gibi
Harikulade yazmışsın
Sonra senin gözlerinde gözlerimi
Ve sonra her şeyi…
Mukadder bir meçhulde kesişti y/ol…
Ne milattan önceydi, ne de milattan sonra
“Aylardan Ocaktı… Sımsıcaktı…”
Güneşin eteğindeydik
Gerçekle düş arasında bir yerdeydik…
Geldin;
Semadan iner gibi geldin,
Cenneti müjdeler gibi geldin...
Şerefelerde karşıladı şehir vuslatını
Kediler miyavlamalarını
Martılar kanatlarını adadılar gelişine
Masmavi bir secde oldu deniz ayakuçlarına
Yalınayak rüzgârlarla geldin
Yudum yudum şiirlerle geldin…
Şebboy tarlasına döndü gizli köşelerimiz
Sen frezya mevsimi kadar taptazeydin
Laleye benzerdin de fesleğen kokardın…
Varlığında ne kadar yoksam,
Yokluğunda o kadar vardım.
Habersiz ve dahi kimsesiz
Aşikârda mahrem olandım…
II
Sonra vakitler değişti birden
Göç mevsimi geldi.
Zamansız ecel gibi geldi…
Akşamlar indi gümüş hançerleriyle
Ebabiller yuva yaptı şebboy bahçelerine
Aynı suya düştü bakışlarımız ayrı pencerelerden
İki damla gözyaşı bıraktım boynuna, gerdanlık niyetine
Ki, hiçbir şey gözyaşından daha saf değildi…
İkiye bölündü bedenlerimiz
Biri yanan, diğeri yanılan…
Ve iki cümle damladı kâğıdımıza
Şiirimizin son satırından
Biri ağlayan, diğeri duymayan…
Andolsun sadece seni yazıyordum
Kör olsun gözlerim, sadece sana yazıyordum
Her harf canımın suretiydi aslında
Her şiirim nefes alıyordu
Bir bir sana devriliyordu mısralar, okumuyordun
Kaç dalga geçiyordu denizlerimden saymıyordun
İçimdeki ülkeni görmüyordun
Ölüyordum da
Yarama dokunmuyordun…
III
Göç mevsimiydi besbelli
İlkyazdan önce gelen sonbahar gibiydi/has bahçemize
Önce hayallerimiz gitti, kâbusların ardına düşüp
Martılar kanatlarını, kediler seslerini
Denizler mavisini götürdü sonra…
Bir kuyruklu yıldız kaydı Kaf Dağı’na
Bir kuyruklu yalan
Kanadı yollar… Kanadı duraklar…
Bulutlar silindi gökyüzünden
Sayfaların arasında kayboldu şiirimiz
Kâğıtlar kalemini yitirdi…
Bulmayı bildik, kalmayı bilemedik ya
Bir bir döküldü aynaların ardındaki sır.
Aynalar kirlendi…
Mum eridi, pervane tükendi…
Griye bulandı ebemkuşağı,
Geceler sabahını yitirdi…
Yollar kayıp gitti ayağımızın altından
Muamma bir evhamın girdabında
Bir yanımız diğer yanımızı yitirdi…
Göç mevsimiydi
Sustuk
Şiir şairini götürdü…
Geceye damgasını vuran bir şiir daha...Sadece alkışlıyorum...Tebrikler...
İlkyazdan önce gelen sonbahar gibiydi/has bahçemize
Önce hayallerimiz gitti, kâbusların ardına düşüp
Martılar kanatlarını, kediler seslerini
Denizler mavisini götürdü sonra…
Bir kuyruklu yıldız kaydı Kaf Dağı’na
Bir kuyruklu yalan
Kanadı yollar… Kanadı duraklar…
Bulutlar silindi gökyüzünden
Sayfaların arasında kayboldu şiirimiz
Kâğıtlar kalemini yitirdi…
Bulmayı bildik, durmayı bilemedik ya
Bir bir döküldü aynaların ardındaki sır.
Aynalar kirlendi…
Mum eridi, pervane tükendi…
Griye bulandı ebemkuşağı,
Geceler sabahını yitirdi…
Yollar kayıp gitti ayağımızın altından
Muamma bir evhamın girdabında
Bir yanımız diğer yanımızı yitirdi…
Sustuk
Şiir şairini yitirdi…
muhteşemmmmm
Yokluğunda o kadar vardım.
mükemmel dizeler yürekten gelenleri kutlarım özcan'dan Özcan'a selam ile tam puan
TÜM YORUMLAR (7)