Camdan bakınca dışarıda
Bir şehir akıyor nehirler gibi
Dağlar, tepeler
Meşe ağaçları ve söğütler.
Yol çizgileri uzun ve beyaz
Ve sarı
Ve kesik kesik bazen.
Kurşunlanmış tabelalar
Yıkık duvarlar, harabeler
Harap olmuş ocaklar akıp gidiyor.
Bir şehir akıyor
Kasabalar
Köyler
Nehirler akıyor yatağında
Yaban kavakları akıyor
İnce, uzun bir balerin gibi.
Yol kenarlarında keçiler otluyor
Keçiler, koyunlar
Kesilmiş Orman ağaçları uzanıyor yol boyu
Cansız bedenler gibi
Evler akıyor sıra sıra
Kah tek katlı müstakil
Kah iki katlı, üç katlı
Evler, okullar, hastaneler..
Ölgün bir bakımsızlıkla duruyorlar
Bilmiyorum kaç yıldır
Yorgun, yıkık dökük
Ve Hoyrat.
Tabelalar akıyor
Mavi, beyaz ve sarı
Ve kırmızı
Köy isimleri,
Kasaba ve şehir isimleri
Kimi bin yıllık, kimi beş bin.
Yemyeşil çimenlikler akıyor
Baharın geldiğini müjdeleyen
Yaylalar, meralar, uzun tepeler.
Arka arkaya sıralanmış dağlar.
Yeşilliklerde gezinen göçmen kuşlar
Kuğu, ördek ve kaz
Ve leylekler.
Hayat kaygısı her yere
Her şeye ve herkese mahsus.
Yol kenarına dikilmiş ağaçlar akıyor
Çamlar, serviler, akçaağaçlar
Hayrat çeşmeler akıyor yolboyu
Suluklarinda çeşit çeşit hayvanlar
Çorak topraklar akıyor
Çorak, verimsiz ve beyaz.
Umarsız dolaşan köpecikler
Ve tüyleri dökülmeye yüz tutmuş eşekler.
Bir köyden geçiyoruz, hayat akıyor
Traktörler, eski arabalar
Okuldan eve dönen çocuklar.
Dere boyu bir yılan gibi uzanan söğütler
Çatısı yıkılmış eski bir ahır
Ve kulübeler ve samanliklar ve seralar.
Dinlencelik bir kaç kamelya
Yahut sundurma.
Ve yıkık bir kerpiç ev.
Benzin istasyonunda yorgun,
Beli bükülmüş bir sarı kamyon
Uzaklarda çıplak bir dağ
Öbek öbek meşelikler
Ve koyun ağılları.
Buharlaşan toprak
Ve ırmak ve gölet.
Taze sürülmüş tarlalar
Avını arayan yırtıcı bir kuş.
Dört sıralı bir hububat silosu
Yanında bir ev
Eski, hantal ve bitkin.
Tepede bir verici istasyonu
Sıra sıra elektrik telleri
Ve telefon.
Üst üste yığılmış saman balyaları
Ve yonca ve fig.
Kiremit kırmızısına boyanmış ahır
Büyükbaş hayvanlar
Ve çiftlik evi.
Harabe olmuş başka büyük bir çiftlik.
Yolboyu akıyor hayat
Canlılar, insanlar ve ırmak.
Sivas'tan Ankara'ya dönerken
Yolboyu gözümün önünden geçiyor hayat.
Çocukluğum, ilkgençliğim ve sonrası.
Güldüğüm, kızdığım, koştuğum yerler.
Derin izler bırakmış hatıralar.
Arkadaşlar, dostlar..
Akıyor hayat, tutamıyorum.
Ellerim yaşlanıyor, gözlerim ve çehrem.
Saçlarım ağarıyor gün be gün.
Saçlarım yorgun, kara ve bezgin saçlarım.
Zaman bir su misali akıp gidiyor gözlerimin önünden.
Yatağını kaybetmiş kadim bir nehir gibi.
Zaman akıp gidiyor
Yıllar, yollar..
Hayaller akıp gidiyor.
Ve bütün varlığımla
Ben gidiyorum.
28.03.2024
Toga Türk
Kayıt Tarihi : 6.4.2024 15:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!