Gizli Kapı Şiiri - Ahmet Kemal

Ahmet Kemal
2078

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Gizli Kapı


BENİM DE BİN BİR GECEM VARDIR EY ŞEHRİYAR
Benim de bin bir gecem vardır ey şehriyar
Benim de şamdanları altından gecelerim vardır ey hazin
Yaratıklar sayıSıncadır Allah’a varan yollar
Hep ruhuyla var olandan söz ettim
Süleyman’dan ve Davut’tan söz ettim
Ben hep doğuları ve doğruları söylerim
Ama söyleyemem her doğruyu her yerde
Ben doğru söyleyenim her yerde
Ben doğulu çocuk İsmail
Doğru bildiğim şeyleri yaparım yalnız
Hakkı hak bilirim hak bellerim
Ve ben utangaç çocuk doğulu
Siz bilmezsiniz ama ben bilirim çoğulu
Yaşamak nedir
Siz hiç öpülmeyen çocuk sizin acınızı kim bilir
Siz terk edilen çocuklar kim bilir neredesiniz
Sizin acınızı yalnızlığınızı ben bilirim
Bilirim o bir yetim
Ve evrenselin
Hep düşmanca hisler taşırız düşman hakkında
Ne dualar ederiz varsıllığında yoksulluğunda
Ben ne yüksünmeler bilirim
Olmaz böyle olmaz olamaz dersem
Olmamak hiç olmasa
BİR APTALI SEVEBİLİR MİSİN?
Bir aptalı sevebilir misin bana söyle
Bir aptalı ne kadar sevebilirsin bana söyle
Buna daha ne kadar katlanılabilir söyle
Bu aptallık daha ne kadar sürdürülebilir söyle
İnsan olmak ne kadar erdemse aptallıkla bir tutulmamalı
Her akıl bir akıldır tüm akıllar yanında
Ufak tefek aptallıklar affedilebilir olsa da
İnan olmak bir erdemdir her ne kadar aptallıkla bir tutulsa
İnsan olmak ne kadar erdemse aptallıkla bir tutulmamalı
Bir aptal ne kadar sevilebilir dersin
Aptal da bir insandır sevebilir aslında
Onun da bir kalbi vardır elbet
O da bir insandır sonunda
Bir aptal ne kadar sevilebilir dersin
Ben kalbimi kiraya verdim bunu kim bilebilir
Ben bir aptalı kalbimde konuk ettim bunu kim bilebilir
Al sevgini taşın da git kalbim de boş kalsın bırak
Ben kalbimi kiraya verdim bunu kim bilebilir
Bende sana ait ne varsa onu da al git
Ben de sana aitsem beni de al git
Beni de yanına al aptallığın doyma
Bende sana ait ne varsa onu da al git
Beni de yanına alırsan seninle gelebilirim
BİZ YİNE SİZİNLE BERABERDİK
Biz yine sizinle beraberdik. Sizin kiminle olduğunuzu bilmiyorduk siz
kimdiniz ve kimin için savaşıyordunuz bilinmiyor. Siz şimdi kim bilir
kiminlesiniz ve bizim hakkımızda neler neler düşünüyorsunuz. Siz
nasıl diyordunuz o zamanlar biz sizi tanımıyorduk. O orada neler
karıştırıyordu. O ve onu kimse tanımıyordu.
O ve onunla beraber olanlar bizi tanımıyorlardı ve biz bunu kimseye
söylemiyorduk. Biz kendimizi de tanımıyorduk. Kimse kimseyi
tanımıyordu, kimse kimseyle tanışmıyordu. Biz onu o gece orada
gördük ve o bize çok uzaktı. Biz ona bakakaldık o bizim farkımıza
varmadı.
Biz şimdi ardımıza bakmadan gidiyoruz atlarımızın üstünde bazımız,
bazımız yayan. Yürüyüşümüz uzun sürdü ve biz fazlaca yorulmuştuk.
Heybelerimizde azıklarımız. Ve içleri su dolu kırbalarımız vardı.
Hava pusluydu. Yağmur yağdı yağacak. Issız bir yola düşmüştük.
Önümüzde daha çok yol vardı. Hepimiz susuyorduk ağızlarımızı
bıçak açmıyordu. Endişeliydik, endişelerimizi birbirimize açamaya
korkuyorduk.
Geleceğe dair kuşkularımız vardı. Yorgun ve uykusuzduk. Günlerce
yol almıştık. Hayvanlarımız da yorulmuştu. Yolculuğumuz nereye
varacaktı bilmiyorduk. Geceleri konaklıyorduk. Konakladığımız yerler
güvenceli değildi. İnsani ihtiyaçlarımızı görüyorduk.
ÇİZGİDEN BİR TANE DE BİZE ÇEK
Çizgiden bir tane de bize çek
Biz çek ey sırtlan bakışlı hayvan
Bu bizim birliğimizi bozacak
Birlik dediğimiz nedir ey can
Karışıyor birbirine doğru ile yalan
Çocukların uykusudur kaçan
Babadır evde sesi en çok çıkan
Baba değil mübarek kaplan
O istedi diye her şey yapılan
Babadır sesi en çok evde bağıran
Yükselen çığlığa kulan ver ey insan
Ey Tanrı’nın birliğiyle kutsanan
Ve işte evreni baştanbaşa kutsanan
Birliğimiz dirliğimizdir diyen
Ve sen her tarafta mahcubiyeti gizlenen
Bir bahçe ve bahçede görülen yılan
ÇOCUK BU NE YAPACAĞI BELLİ OLMAZ
1
Çocuk bu ne yapacağı belli olmaz
Taşı taşa taş katar
Taşı göle taşır
Taşır göle taş katar
Taş yerine gül atar
Aşı aşa aş katar
Hallaçtır bu dost gülünü taş sayar
Kalp kalbe karşıdır derler
Allah kalplere bakar
Dilleri Süryanicedir
Aile nicedir eş dost nicedir kim bilir kimin dilincedir
Aziz olan söz nicedir
Sır sırrın içindedir
Kerim olan söz nicedir
Kadınların gizledikleri sır nedir
Gökyüzündeki giz nedir
Gizli gizli fısıldanan nedir
Şiirlerde gizlenen sır ne
Kelimelere saklanan şifre
Çocuklara söylenmiştir
Kuyudaki çocuğa söylenmiştir
Kuyuda adı Yusuf olan çocuğa söylenmiştir
2
Züleyha kendini adamış kadın
Asiye’yle birlikte ve Meryem
Le birlikteliğe adanmışlık vesaire
Musa’yla birlikte Harun’la
Firavunla birlikte ve beraber
Cümle hayatın birlikteliğindedir
Aziz olan gelecektir
Güzellik gençlikle birliktedir
ELLERİ BAĞLANAN BEN SİZİNLEYİM SİZİNLEYDİM ESKİDEN
Elleri bağlanan ben sizinleyim sizinleydim eskiden
Adalet beklentisi vardı
Uykusu ağır mı ağırdı
Çağ merhamet yoksunu çağdı
Sesinden bıçaklanan adam
Aşkla sabıkalı olan
Ve melek rüyada görünür ona
Ve bıçağı gizleyen adam
Bıçakla gezinen ve gizlenen adam
İbraaaahiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiimmmm
İsmail bunu nerden bilsin
Ölümle baş başa dirim
Bir dirilişe gebe her ölüm
Bir dünyayı öldürdün insan öldürdünse
Ve düşündüm orduyu bütün gece
Ben ne olacağım mızraklar kargılar arasında
Kaybolacağım
Her ok bana atılır
Uzun sürmez umarım
Bu ateş yanmıyordu İbrahim
Kabilden beri
Ben o ateşlere yananım
O ateşler ateş değil İbrahim
O ateşler gül bahçesi
Çok eskiden bağlanan bir olay
Yeniden depreşecek
Ateşler yanacak güller derecek
Karınca su taşıyacak
HALİME HALİME BENİ UYANDIR
Halime Halime beni uyandır
Bu çocuk berekettir diyorum
Evimizin göz nuru gururu
Onunla doğruldu belimiz
Büyük dedimse büyük
Küçük dedimse sevimli
Ya geçmişinse kutlu yaz
Ocağı tüttüren kiraz
Kaplanların pençesinde
Gel harfleri ayıkla bir bir
Dedimse demedimse yaz
Oku ve ayıkla gerdekleri ayrıştıran
Çizgiden bir tane de bize çek
Çek bir kartta sen
Çocuklara karış ta sen
Ayıkla zamanı ve mekanı
Cananla bir olan canı
Çağır Taha’yı çağır
Çağır süt gelsin memelerden
Bir bakışla su versin ekinlere
Bir bakışla verimlendirsin toprakları
HAYAT BİR OYUN DAHA GÜZEL GÜNLER İÇİN HAZIRLANMIŞ
Hayat bir oyun daha güzel bir gün için hazırlanmış
Şehri ejderhalar bastı basacak
İlk şaşkınlık sonrası açtı bir gül
Ve kenti güller bastı
Sokaklar aşka hazır hale gelecek
İnsan duyargalarıyla kaplı
Ve karanlık öteden beri vardı
Ve her şey böyle başladı
Önce insan vardı sandık
Oysa aşk bütün bir başkalıktı
Her şey Tanrı katında bilinir ancak
Aşk öteden beri vardı
Çocuklar büsbütün yalnız kaldı
İşaretlerle baştanbaşa kaplı
Kentin mağaralarına indik
Kimliğimiz orda saklı
Muskanın iyisiydi herkesin boynunda taşıdığı
Taşlardı soylu ve ağırbaşlı
Çocuklarımızla seyrettik
Her şey baştanbaşa aşkla kaplı
HAYATTAN DA ÖLÜMDEN DE ÖTE NE İŞLER VARDIR
Hayattan da ölümden de öte ne işler vardır
Daha bizde ne söylenmedik sırlar vardır
Avuçlarımızda ne buluşlar vardır
Gülüşlerimizi tut ve sakla ki
Onlarda ne yaşamaklar vardır
Hayattan da ölümden de öte ne işler vardır
Diyorum ki yüreklerde ne gizli ahlar vardır
Biliyorum gecenin içinde yıldızlar vardır
Acılardan öte acılar vardır
Ve ben haykırıyorum ki
Seni seviyorum
Diyorum ki yüreklerde ne gizli ahlar vardır
Sevgiler içinde ne aşklar vardır
Duaya açılan ellerimiz vardır
Dualar içinde ne dualar vardır
Başımız üstünde ne kuşlar vardır
İşler içinde ne işler vardır
Sevgiler içinde ne aşklar vardır
Hayattan da ölümden de öte ne işler vardır
Daha bizde ne söylenmedik sırlar vardır
Avuçlarımızda ne buluşlar vardır
Gülüşlerimizi tut ve sakla ki
Onlarda ne yaşamaklar vardır
Hayattan da ölümden de öte ne işler vardır
HEM SEN KENDİNİ BURADAN AL GİT
Hem sen kendini buralardan al git
al
git
Git
-sin
- ler
Günahlarını ve sevaplarını al git
al
git
git
-sin
-ler
Al yazmalarını
ve ebegümeci aşklarını
Gençlerin şapkalarını
Vuslata doymayan eski zaman aşklarını
Can havliyle sarılışlarını
Korkup kaçmış bir peri masalında
Kırk odalı saraylarda
O kırık aynalarda
Kırk odalı saraylarda
Kırkıncı adadaki köylü güzeli
Ve o dev ki prensesi tutsak etmiş
O kırık aynalarda
O kırık aynalarda
Ve o dev ki prensesi tutsak etmiş
Ah
HEPİMİZ ASLINDA BİRİZ AÇMIŞIZ KOLLARIMIZI
Hepimiz birbirimize açmışız kollarımızı
Aklımda kaldığı kadar açıklanmış
Renklerin albenisi ve kırılma çizgisi
Hepimiz birbirimize açmışız kollarımızı
Şimdi mevsim sonbahar ve anlattığım kadar
Gözbebeklerim döndüğü an
Göğsü göz göz delenin ne olduğunu bildi
Şimdi mevsim sonbahar ve anlattığım kadar
Ezmekle ezilmek arasında kalan insan
İnsan bir hayvandır olsa olsa
İncilerin bağışlandığı mevsim
Ezmekle ezilmek arasında kalan insan
Geceye giz konulan anlatılan öğretidir
Ve peygamber ansızın karanlığı bölmektedir
Orada bulunmuştur yerin maskesi
Geceye giz konulan anlatılan öğretidir
Oku diye buyrulmuştur Oku Tanrının adıyla
Allah’la kulun arasında vahiy meleği
Gelip haber vermiştir gece nur ve mağara
Oku diye buyrulmuştur Oku Tanrının adıyla
İnanç yeni bir dünyaya gebedir
İnsanlığa kurtarıcı olan o’dur
Kâinat ürpertiyle dolmuştur
İnanç yeni bir dünyaya gebedir
Ve ses yükselmiştir evrenin en yüce yerinden
Dünyanın yüreği delinmiştir delindiği yerinden
Kara ile ak ayrılarak bir birinden
Ve ses yükselmiştir evrenin en yüce yerinden
Nehir kıyısında olacak olan
Yuşa ile Hızır arasında
Ve ruhumu kemiren yalan
Nehir kıyısında olacak olan
HER YERE GİDERKEN BİZ KİMİNLEYİZ BİLMEZKEN
Her yere giderken biz kiminleyiz bilmezken
Kim nerede nasıl ne için ken
Bu yalnızca bilinir
Hayaletler yalnızdır
İsmail adanan kurbandır
Bir yüceliğe koyulmuştur
Hacer hicrete adanmıştır
Bir millete adanmıştır
Bir oluşa adanmıştır
Sorguya muhatap İbrahim’dir
Sara o özveri anıtı
Sara o hem kıskanan
Hem paylaşan kadın
Sara o yüce kadın
Allah’ı seven ve sevindiren kadın
Sara o İshak’a hamile
İshak ki Yakup’un atası
Yakup ki bir adı İsrail’dir
Hacer ki İsmail’e gebedir
İsmail ki Arap’ın babası
Hem de Arap- ı müstarebe’nin
Ve başlamıştır savaş iki kadın arasında
Bu savaş sürecektir iki kavim arasında
İnsanın ve Tanrının kulluğu arasında
Gidip gelecektir
Mekke ile Medine arsında
Mekke ile Kudüs arasında
İnsanlığın geleceği çizilecektir
İşaret gökyüzünden gelecektir
İbrahim’in dilinden söylenecektir
Safa’dan Merve’ye varılacaktır
Merve’den Safa’ya varılacaktır
Hayret içinde ve dehşet içinde
Hayretler içinde ve dehşetler içinde
Ve işte başlamıştır her-ve-le
Bizi sorgulayan sorgulayacaktır
Tarih denen yargıcın
Eleğinden geçirecektir
Ne kurbanlar verilecektir
İki kurban atası gelecektir
Dünyaya muştular verilecektir
İKİ KİŞİ BİRLİKTEYİZ YALNIZLIKTA
İki kişi birlikteyiz yalnızlıkta
Üç birlikteyiz yalnızlıkta
Ve karısına küsmüş biri
Hakikatlerle birlikte ve yalnızlıkta
Ağlıyor geçmişlerine
Yıldızları parlat ve parlattığına yazıklanma
Bir yangından kurtarılan son eşya
Ve bir dosttan kalan son hatıra
Oradan bir kurtulan var
Orada bir kurtulan varsa bir kurtaran var
Biçimsiz ve kişiliksiz yalnız
Biçimsiz ve birlikteliksin yalnız
Biz kimiz ve kiminleyiz kim kiminle birlikte
Biz kaç kelime
Adı ikiz olan kelime
Oku ve anla kitabını oku ve anla
Hepsi birlikte ve onunla
O vahiy meleğiyle
Nur dağında ve Hıra mağarasında
Yürüdüm yürüdükçe sızlıyor ayaklarım
Ve ayaklarım gönlümle birlikte
Rabbin ismiyle oku
Oku Rabbin ismiyle
Akabe’de verilen sözle
Sözle ve alınan biatle
Kurtuldu insanlık o biatle
Bedir’le Uhut’la Hendek’le
Mekke ve Medine
Kusva ve Düldül’le
Ebu Kubeys dağında
Ve bildiri açıklandı
Kurtuldu çocuklar
Kurtuldu dünya
İNSAN O MUHTEŞEM TASARIM
İnsan o muhteşem tasarım
Onu al oradan götür buralardan
Ah onu al oradan götür buralardan
Tespihini elden bırakmasın
Gün gider akşam olur
Ömer Ömer o mutlak inanan
Nal çakan durmadan nal çakan
Her yeni Günün gelişiyle yeniden donanan
Her akşam yeniden sorgulanan durmadan sorgulanan
Sen İsa’yı çarmıha germedin kendini çarmıha gerdin
İnsanlık en çok insanlık öldü fark etmedin
Ebu Bekir doğruladı onu o sadık dost
Miraç onun armağanı namaz onun armağanı
Boğazımda düğümlendi söylenmedik şeyler
O aramızdayken her şey iyi güzel ve hoş
Kanımız akmıştı sanıp bardaklarımıza
Özgürlüğe susamıştık
Özgürlüğe susamıştık
Zaman yeni bir şeylere gebedir
Zaman kokuşmuştur kokuşmakta
Küllerinden doğmakta Anka
KABİL Kİ YANLIŞIN VE YALANIN KUTSANDIĞI
Kabil ki yanlışın ve yalanın kutsandığı
Kabil bu şaşkın aciz insanlık
Kabil bu günaha bulaşmış zavallı
Kabil Kabil mi ne yaptığını bile
Kabil ki yanlışın ve yalanın kutsandığı
O meleklerin indiği yer bu yer
Senin ellerinde büyüyen inci
Habil ki doğruluğun simgesi
Üstüne bulaştı kurban lekesi
O meleklerin indiği yer bu yer
Ve ateş ateşti ihanetin simgesi
Güçsüzü güçlü kılan hak sahibi
Değişiyor ve değiştiriyor her yeri
Gerçek nedense değiştiriyor deri
Ve ateş ateşti ihanetin simgesi
Bu hakkı söyleyip batılı kasteden
İşte gizlen o sessizce yürüyen ihanetten
O her önüne gelene sevgili diyen
Perdeler ardında saklanan o yılan
Bu hakkı söyleyip batılı kasteden
KADINLAR YAZGILARA ALDIRMAYACAKTI
Kadınlar yazgılara aldırmayacaktı
Ve işte olanlar oldu ve işte olanlar oldu
Annemi ilk öpüşümdü benim o gün
Korkan bakışlarım vardı ona bakarken
Babamdan korkarken ona kaçardım
Büyücü çıkardı karşıma dedi
Handa biriken acılar vardı
Han o handı etrafı karışık
Açlıktan nefesimiz kokardı
Açlıktan tuz yalardık fakirlik vardı
Annem tarlada çapa yapardı
Bu dünya geçiciydi bilirdik
Açlıkta tokluk vardı
Ebedi bir dünya vardı bilirdik
Yollarımız toprak kokardı
Etrafımız sarılmıştı karanlıktı
İçimiz aydınlık mı aydınlıktı
Karanlıkta ışık vardı
Bahçelerde yeşillik vardı
Boy boy başaklar etrafı sarardı
Çevremizde surlar vardı
Küfür kopkoyu bir karanlıktı haberimiz vardı
Geceyi hatırlatan bir işaret vardı
Gün boyu kandiller yanardı
Yollarda işaret taşları vardı
Ateş böcekleri karanlığı sarardı
Bir sönüp bir yanan ışıklar vardı
Onlarla sevinirdik
Hep daha fazla hep daha fazla derdik
İsterdik yepyeni şeyler olsun
Yalvarırdık bir şeyler değişsin diye
Sonra olanlar oldu
KALDIM BİR KAPI ÖNÜNDE
Kaldım bir kapı önünde
Sahip olmayarak kendine bile
Alınacaksınız bana ve kendinize bile
Yazıklar olsun yazıklar olsun diyeceksiniz kendiliğinden
Boş verip alışkanlıklarınıza bile
Seni kendimden bilip
Utanacağım yine
Ne arıyorsun ne arıyorsun kendi bahçende
Ve benim bahçemde ve başkalarının bahçesinde
Meleksi bir dokunuş hissedecek
Ve hissederek kendinde oluşu bile
Gecenin kandillerini bir bir gözleyecek
O gül olanı bana anlat
O gül kadar eşsiz ve yalnız olanın adına
Her bir yanımızın Tanrıya ait olduğunu bilerek
Hiçbir yanımızın Tanrıya ait olmadığını bilerek
Ve şeytana satılan bir yürek
Ne yapacak ne yapacak ne yapacak
Ne bulacak ne bulacak ne bulacak
Her yol Allaha kavuşur ve kavuşur sevdiklerine
Tüm yollar Allah’a çıkar eğer bir yere çıkıyorsa
Ve tüm yollar Allah’ta birleşir eğer birleşiyorsa
Sensiz ve bensiz
Benliksiz yolları aşta gel aş ta gel
Günahları geç te gel geç te gel
Kalp yollarından aştı gitti aştı gitti
Ateşlere attı beni
Ateşlere attı beni
Ve kent ne de çok yanmış ve yanmış güneşte
Ve kent ne de çok yanmış ve yanmış ateşte
Kent ateşte yanmış güneşte yanmış ateşte
Yanmış güneşte güneşte ateşte ateş güneş
İşte ateş işte güneş işte ateş işte güneş
İşte güneş işte ateş işte gün işte at
İşte eş işteeeeeeeeeeeeeeeee
Ve güneşte yatarak öğle vakti
Ve yatarak ve doğrularak güneşten önce
Ve gün batışında doğrularak o ulu yöne
Ve bir münadi seslenerek tan vakti
Güneş doğmadan ve batmadan güneş
Kalkın ey insanlar ey uyuyanlar diyerek
Kalkın ve çıkın ininizden kalkın
Silkin üstünüzdeki ölü toprağı
Kalkın ve çıkın gün görmemiş mağaralarınızdan çıkın diyerek
Kalkın ve çıkın güneş görmemiş mağaralarınızdan çıkın diyerek
Anın o mağara adamlarının o kutlu direnişini diyerek
Yemliha Mislina Mekselina
Mernuş Debernuş Sazaennuş diyerek
Çağırın ve çağırın o mağara dostlarını
Çağırın tüm insanlığı ve o mağara hayvanını
kıtmir kıtmir kıtmir diyerek
NE YALANLAR SÖYLEMEKTEDİR KİM BİLİR
Ne yalanlar söylemektedir kim bilir
En fazla güllerden irkilmektedir şimdi
Sokrat’tan sorulan neydi
Kız kulesinin sırrı neydi,
Neydi İbn- i Zübeyr’ den istenen
Bu tepeleri kim seslendirdi
Kim indirdi yıldızları göklerden şimdi,
Şimdi kim ilenmekte kendine
Şimdi kim şakımakta söylenmeyen şarkıları
Kim konuşmakta can Hüseyin’le Kerbela’da bir yerde
En çok yalanlardan ürkmeli ürkmesi gerekse insan
Yükselişin bir başkaydı
Düşüşün şanlı
Herkesin bir yazgısı vardır ezelde yazılan
Unutulan bir şey vardır bir yerlerde
Söylenmemiş bir söz kalır hep
Ya bir dost vardır unutulmuş
Ya bir sevgili vardır bırakılmış
Dünya vefasızdır hep kaybettirir sevilenleri
Bir yudum sudur ancak içilen
Bu fena diyarında
En çok ağır işçilerin çıkagelir
En çok bir kadına söylenmektedir
O ODADA SEN DE VARDIN
O odada sen de vardın
Eşini yanına aldınız ve olanlar oldu
Yürüdün ve yoksulluk azaldı
Tüllerin ördüğü yalnızlık azaldı azaldı
Rüzgar yön değiştirdi ve olanlar oldu
Gece sona erdi olanlar oldu
Suların ve çocukların bol olduğu
O uyuyor ve olduğu yerde duruyor
Çocuk çocukluğunu biliyor ve koruyor
Çizgiler birbirine karışıyor
Gözlerini kısıyor kuzgunlar
Çıplak ayakla yürüyorum ben
Ben uyanık rüya gören ben
Kelimeleri bir bir seçerek konuşan ben
Bir günün ağladığını gördüm ben
Ben bendim ve benliğimdeydim ben
Kozmosun peşindeydim ve peşindeydim kendimin
Yürüyerek ve oradan ileri giderek
Ritimsiz yürüyüşün vakti değil
Değil, değil ve değil
Ben kiminleyim ve kim benle
Acıkmış ruhum ve acıkmışken benle
Ben bir yerdeyim ve kimliğimle
Ve savunmadayım ve kendimle birlikte
Sen oradaydın ve sorunlu
OĞUL OĞUL ÖLÜMÜN KARDEŞİ OĞUL
Oğul oğul ölümün kardeşi oğul
Baba bunu bildi
Oğulu kurban etti
Nuh gemiye bindi mi bindi
Nuh gemiye bineni bildi
Sonrasını bildi ama öncesini bilemedi
Gemiyi gemi bildi
Gemi engin denizlere indi
İdris demiri eğdi
Demir de demir miydi hani
Süleyman medeniyetin kilidi
Asaf bilginlerin başı
Kutsal olana yakın
Kutsal olandan hariç
Mabedi ifrit yaptı
İfrit bunu niçin yaptı
İfrit bunu korkusundan yaptı
İfrit hepsini bildi Süleyman’ı bilemedi
Hayatı bildi ama ölümü bilemedi
Ağacı bir kut yendi de ifrit yenemedi
Çocukların çirkinliği ve erişkinliğine dair
Gençler genç olmasını bildi
Erişkinler erişkin olmasını bilmedi
Anne oğlun ölümüdür
Kutsal su zemzem ve Eyüp sabrı
Hastalığı hastalık bildi
Sağlığı sağlık bildi
Bir çocuğun çocuk oluşu
Bir ergenin ergen oluşu
Bir insanın doğum ve ölümü
İşte karanlığı yaşamanın ve kaderin çaresizliği
Bir hayat eğrisi bu belli adı
Şimdi kurtuluşun reçetesi onların ellerinde
Onlar ki heybelerinden hayat fışkırmakta
Uykunun ve uyanıklığın ellerinden tutmaktadır
OLANLAR OLDU ONU GÖRÜNCE
Olanlar oldu onu görünce
Cabir b. Hayyan onu görünce
Ve sen her şeye yeniden başlayan en ince
Gözleri parıldar seni görünce
Olanlar oldu onu görünce
Ve sen şair Ferazdak seni görünce
Geleceği sezinleyebildin
İnsanla kendi arasında
İnsanla kedi arasında
Ve sen şair Ferazdak seni görünce
İnsanla insan arasında
Tüm savaşlar ve barışlar
Ve bir çift sözle başlar
Ve bir çift söze başlar
İnsanla insan arasında
Şehrin her kıyısından görünür
Mekke Medine’den görünür
Korku dağları bekleyince
Olan olur her şey apaçık görünür
Şehrin her kıyısından görünür
Onun ikliminde yükselir
Göze görünen ve görünmeyen
Ona bakılınca görünür
Göze görünen ve görünmeyen
Onun ikliminde yükselir
Sen dünü gün belledin
Sen dün kimi getirdin
Kendinle ve kendinle
Se dün kimi getirdin
Sen dünü gün belledin
OLDU OLANLAR ONA BENZEYENLERİN HİÇBİRİ
Oldu olanlar ona benzeyenlerin hiçbiri
Öldü Fatıma öldü Hüseyin oldu Kerbela zinciri
İsa ki göğe yükselenlerin piri
Musa ki Tur dağında Allah’ la konuştu Allah’ın kelimesi kelimi
Hüseyin Hüseyin hakikatin kesinliği keskin kılıcı
Şimdi zamanı açmakta açmakta olan
Fatma Binti Esed’e oldu olanlar
Fatma Binti Muhammed’e olanlar
Burçlara yükselmeye az kaldı
Miraca varmaya ne kaldı
Al şimdi götür o çocukluğu şimdi
Şimdi bir işaret olan çocukluğa şimdi
İşte şimdi okları atan sahabi
İşit sesimin haykırışlarını
Ve melekler yağdı türbedara
Çocukluklara olanlar oldu
Çocuklara olanlar oldu
Olan Hüseyin’le çocuklara oldu
Olan Hüseyin’in çocuklarına oldu
İnsanlığa bayram oldu
O sevgiye aşkla bağlan
ÖRTÜLERE BÜRÜNEREK SİSLERE ÖRTÜNEREK
Örtülere girerek sislere bürünerek
Sonra uyaran olan Nadi
Korkan ve korkmayan hiç kimseden
Korkarsan sana müjdeci gelecektir
Anneden merhamet dilenecektir
Sen hangi oymakta büyüdün ey çocuk
Büyük bir kente girdin
Kapkaranlık bir geceden çıktın ve çıkardın ümmetini
Sebepsiz yere ölenlerin hesabını sordun
Ölüler evinde şenlik gibiydin
Sen Tanrının ışığıydın
Varlığın bir tavaftır gönlümüze
İbrahim bu ateşten çemberi ördü içimizde dışımızda
İbrahim gel bizi aşka çağır
Bizi gül çağına götür İbrahim
Şimdi biz bir vakti gözlüyoruz
Aşka ve sevgiye çağırıyoruz gelecek zamanları
Şimdi biz geleceğe adanmış kişiyi bekliyoruz
Sonra dönüp ardına bakmış olan o kutlu kişiyi bekliyoruz
Ardında büyük ve derin izler bırakan kişiyi bekliyoruz
İlk günah yok yok böyle bir şey
Bin yıl sürecek bu saltanat
Bin yıl söylenecek bu hayat
Sana soracaklar sorularını
Ve her şey Allah diyecek
SANA ŞAH DAMARINDAN YAKIN ALLAH,
Sana şah damarından yakın Allah
Sana senden daha yakın olan Allah
Ve ey sen Allah’ın kulu ve kölesi olan
Ve Âdem’le Havva’dan kalan
Geceleri kandil olan yıldızlardan
Aç ruhunu onun azizi olan esmasına
Öyle buyurmadı mı Allah
En güzel isimler Allah’ın
O Allah ki Hay ve Kayyum olan
Evet, her şey her an onu göstermektedir
Her şey ondan bir işarettir
Günahlarla kirlenen herkesi
Tövbeyle arındıran O
Burada solmakta hayat
Senin gençlikle aldanman
Senin güzelliğe kanman
Güller senin gençliğindir
Âdem’le Havva’ya uzanan
Dünya aşka gebedir yeniden
Habil bu iyi insan örneği
Kabil ki şeytanın kelebeği
Gel günahlarınla yıkan
Gel tövbe ırmağına yıkan
Azazil Azazil düşünen yalan
Ve inkârın anıtı olan
Hep kendini lanetleyen
Kendi kendine lanetlenen şeytan
SEÇTİĞİN HAYATI YAŞAMALISIN
Seçtiğin hayatı yaşamalısın
Her hayat bir seçimdir sonunda
Zamanı fark ettiğimde ben bendim
Seçtiğin hayatı yaşamalısın
Ve kendimin yerindeyim işte o kadar
Ve işte kimlerin ve kimlerin yurdu
Hakikatlerin ve yalanların yurdu
Ve kendimin yerindeyim işte o kadar
Kim kimden önce kim bilebilir
Bu bir yarıştır kim kimi geçecek
Hür doğmuş kişidir her doğan
Kim kimden önce kim bilebilir
Seçtiği hayatı yaşar ve ölür kahrederek
Hayat hicranlı bir dönencedir
Bir tür kakışlı bir yaşamak
Seçtiği hayatı yaşar ve ölür kahrederek
Unutma hayatta hep ters giden bir yan vardır
Ve her insan acizdir Tanrı önünde
Ve her insan acizdir utanır yaptıklarından
Unutma hayatta hep ters giden bir yan vardır
Ve her sorun içinde bir günah içinde gizli
Ve gizlidir her günahın içinde bir kahır
Ve her kavga kanla mı sonuçlanmak zorundadır
Ve her sorun içinde bir günah içinde gizli
SEN BANA TT DEDİN BEN BU İŞTE YOKUM
Sen bana TT dedin ben artık yokum bu işte
Hitlercilikle işim olmaz Mussolini hiç olamam
François hiç değilim ben benim işte
Ben kendimim ve kendim olmaya mahkûmum
Sen kendini bir yokla bak bakalım sen kimsin
Bak Galyalılar nerde sen neredesin ben nerde
Geç kalmış bir Galyalıyım kim bilir ben de
Bu olayın başlangıcında ben yokum
Bütün insanları ve cinleri yardıma çağırdım
Orada bir benlik var onu orya ben çağırdım
Bu benlik senlik meselesi değil
Orada olan benim burada olan sen
Orada okunan ezanla birlikte ve ben
Bir daha sefer tamamlamak için o yarışı ben bıraktım
Biliyorum ben bu yarışa geç başlamış biriyim
Biliyorum ben bu yarışta geç kalmış biriyim
Orada kimler vardı kim başlamıştı ilkin
Allah için kimdi o nereden gelmişti kimin nesiydi
Ben bundan bir şey anlamadım
Bu benim son gidişimdi anlamadım
Bu benim son gidişimdi anlamadım
Ben şimdi bir zavallıyım anlıyor musun
SEN KENDİNİ BİLİREN SULTAN OLURSUN
Sen kendini bilirsen sultan olursun
Söz olacak Allah’la insan arasında
O zaman ne zaman olacak
Ölüm bekler durur beni orda
Bir şey söylenecekse bizden yana söylenecektir
Kanat seslerinden bahsedilecektir
Ağlayan çocuğun bakışından sorulacaktır
Ölülerden ve ölümlerden sorulacaktır
Kaplanların izinden sorulacaktır
Hıra mağarasından nur saçılacaktır
Hicret hicret geçilecektir
SEN VE YAKUP ADINA
Sen ve Yakup’un adına
Yakup dediğin Yakup ama sıradan değil
Allah’ın gören gözü ve işiten kulağı adına
Yusuf’a âşık olan inanç adına
Allah için olanla olmayan arasında
Allah için olanla olmayan arasında
Ne beklenir ne bulunur iki rüya arasında
Yusuf ile Züleyha arasında başlayan aşk ki
O aşktı ve beklenmedik bir şekilde çıkageldi
Potifar Potifar sen de fark ettin mi?
Potifar Potifar sen de fark ettin mi?
Bu aşkın cismani olmadığını fark ettin m
Bu aşkın nurani olduğunu far ettin mi?
Kimse bilmiyordu ne olacaktı
Kuyuda bir çocuk bulunacaktı
Kuyuda bir çocuk bulunacaktı
Kardeş kardeş değil düşman olacaktı
Kurulan bir sessizliktir şimdi
Söylenmemiş bir zaman dilimidir şimdi
Rabbin esirgediği bir zaman dilimidir şimdi
Rabbin esirgediği bir zaman dilimidir şimdi
İbrahim Filistin’i getir zamanın doruğuna
İbrahim ateşle besle inancı ve getir doruğuna
Bir kamera doğruldu ve doğrultuldu silahlar arasında
İnançlara ve aşka karşı inançlardan ve aşktan yana
İnançlara ve aşka karşı inançlardan ve aşktan yana
Ağlayarak ve ağlamayarak akıtmayarak gözyaşlarını
Kadınlara ve yargılara aldırmayarak
Ağlayarak akıtarak içine gözyaşlarını
SİTARE NE MUTLU BİR HAYATIMIZ VARDI
Sitare ne mutlu bir hayatımız vardı
Sen varken ordakilerleydik
Tagor’da aşka çağıranlar vardı
Mevlana som aşktı
Şems’te ne varsa aşka dair
Aşka ait aşk için aşk kadardı
Öpüşlerin kıvraktı ve hoyrat
Dilsiz konuşanlar vardı
Dilsiz ve dudaksız konuşur
Gözsüz ve kulaksız anlardı
Diyordum ki hayat
Sen olunca vardı
Sen olduğun kadardı hayaaaaat
Gülüşlerimizde acılar vardı
Bizim için zaman oldukça dardı
Düşlerimde yepyeni bir hayaaaat
Yepyeni bir hayaaaaat vaaardıııııııııı
Ağlayışlarımı tut ve sakla ki
Onlarda abı hayat vardı
Dünyaya açılan ellerimiz vardı
Dur ve düşün düşün ve anla ki
Susuşlarımızda hayat vardı
Susuşlarımızda ne sırlar vardı
Söylenmedik ne sırlar vardı
Adı konulmadık ne doğuşlar vardı
SİZİ SORUMLU TUTAR HAYAT
Sizi sorumlu tutar hayat
Senden ayrıldım ayrılalı
Her şey bir başkalaştı
Ve sonra unutuldu her şey
Kelimeler toparlandı
Kelimeler toplandı bölündü çıkarıldı çarpıldı
Yerlere atıldı serildi toplatıldı
Anlaşıldı biraz geç biraz şaşkın
Kelimeler kutsaldı
Kadim varlıklara ait
Âdem’le Havva’dan yanıt
Ne varsa unutuldu
Kadim yaratıklara ait
Ve hatırlandı sonra ilkyaz aşkı ve acılar
Ve ayrılık destanları yazdı
Leyla ile Mecnun Tahir ile Zühre
Vamık ile Azra Ferhat ile Şirin
Bir macera başlar
Seyr-i temaşa sanıldı her şey
Seyr-i süluk’tan evvel
Unutulan ve saklanan her şey
Güller ve çiçekler arasında
Göller ve nehirler arasında
Seninle benim aramda
İkimizin arasında
Kalbim seninle birlikte atardı
Bir birliktelik yazdı
ŞİMDİ ARAFAT VAKTİDİR
Şimdi Arafat vaktidir
Kim tanıdı onu kim bildi
Âdem’di Havva’sını kaybetmiş
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Dünya bir yüktü çekemedik
Ve insan aldandı
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Dünya bir aldanış yeri
İnsan tanıdı bildi
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
İnsan zalim ve cahildi
Arefe tanıdı bildi
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Belki de son aydınlıktı
Hep bir belirsizlikti
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Bir uyku ve uyanıklıktı
Bir işaretti olacaklardan
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Uzun bir uyku belirdi
Âdem Havva’yı bildi
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Allah’ı bil ve tanı
Bilme dönemindeyiz şimdi
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
‘Men arafe nefsehu
Fekad arefe Rabbehu’
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Yeryüzünün en uzun günü
Ve en uzun gecesiydi
Şimdi Arafat vaktidir
Şimdi Arafat vaktidir
Allah’a kavuşma vakti
Tanıdı ve unuttu
Şimdi Arafat vaktidir
ŞİMDİ SİZ KİMSESİZ YOLLARDA
Şimdi siz kimsesiz yollarda
Yollardayız ve yollarla birlikte
Aşkla birlikte ve düşmanlıkla
Aşkla birlikte ve düşmanlıkla
Ağlamaklı gözlerle ve gülerek
Aşkla birlikte ve beraber
Aşkla birlikte ve düşmanlıkla beraber
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Ağlamaklı gözlerle
Ve hiçbir şey olmayarak
Bakarak birbirimize ve ağlayarak
Ağlayarak ve karşılıklı birbirimize bakarak
Artık ağlasak ta ağlamasak ta bir
Ve acılar içinde
Kaybolsak ta kaybolmasak ta bir
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Ve anılar sökün etse art arda bir bir
Ve acılar bir yumak olsa
Ve anılar kaybolsa acılar içinde
Siyah güller beyaz güllerle birlikte
Sebebi bilinmeyen birliktelikle
Başlangıçla birlikte ve sizinle beraber
Ve acılar içinde sevinçle birlikte
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Yaradılışın en önemli yerinde
Olduğumuz yerde ve sizinle
Başlangıçla birlikte ve sizinle
Biz olduğumuz yerdeyiz ve sizinle
Birdenbire çekilerek ötelerden
Bir bilinmeyenlerle beraber
Birdenbire çekilerek gökyüzüne
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Şimdi biz kimsesiz yollarda
Bizimle birlikte ve beraber
Sevgili günlerle ve gecelerle beraber
Meleklerle ve şeytanlarla beraber
Yollardayız ve yollarla birlikte
Amaca varılmadan hiçbir şey
Hiçbir şey yokmuş ve olmamış gibi yaparak
Hiçbir şey anılmadan biz bize
Şimdi biz kimsesiz yollarda
TANRI AĞIR BİR YÜK VERDİ BİZE
Tanrı ağır bir yük verdi bize
İnsan olarak yaşamak için
Ümitlerin en iyi adamına
Bakmak için
Ve
Bakmak için
Tanrı’nın verdiği ağır yük bize
İsa Meryem ve Ruh’ul -Kuds adına
Azrail İsrafil Mikail adına
Cibril ki Ruh’ul- Kuds denir adına
Ne varsa getir dün ve bugün için
Gün bitiminde mutlu bir haber vardır
Gün doğumunda ne varsa
Gün bitiminde de o vardır
Melekler ve şeytanlar için
Bir bitmeyen gün vardır
Birsamlar ülkesinde
Tanrı ağır bir yük verdi bana
İnsan olarak yaşamak için
Ümitlerin en iyi adamına
Bakmak için
Ve
Bakmak için
Tanrı’nın verdiği ağır yük bize
Tanrı’nın verdiği ağır yük bana
Tanrı’nın verdiği ağır yük sana
Tanrı’nın verdiği yük ne bize
TRENDEKİ DERVİŞİ BEKLERKEN Kİ
Trendeki dervişi beklerken ki
Toplarını tüfeklerini bilen biz çocukken ki
Düşlerini toplayarak geçen gemi
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
İsyanın eşiğindeyken ben geçen gemi
Bisiklet hızla gidiyor ve çekiliyor deri
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
Her taraf et sergisi et sevgisi
Aşka bakan çocuklar değil
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
Boğulan ve sürekli dirilten düşlerdeki
Ruhlarını satmışlar bit pazarı bekçileri
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
At başı giden ve gitmeyen ardı sıra birileri
İşte dünya başını almış gidiyor gitmesine
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
Küçük kaplumbağalar mezarını tutmuş
Anne sözgelimi açmış kollarını
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
Dost yok düşman kavi tali zebun
Daha çevrilmedi metin
çevirmedi büsbütün bizden yüzünü
Trendeki dervişi beklerken ki
Trendeki dervişi beklerken ki
Aşk ne demektir bilmedin
Aşka acıkmaktır zaman
Trendeki dervişi beklerken k
UZAKTAN BİR DÜNYAYI GÖRMÜŞTÜK GÖRMÜŞTÜKTE
Uzaktan bir dünyayı görmüştük görmüştük te
O içinden altın şehir geçen dünyayı görmüştük görmüştük te
İbrahim’in çağrısını duymuştuk duymuştuk ta
İsmail’in çağıltısını kulaklarımızda çınlatmıştık çınlatmıştık ta
Yerin ve göğün sahibine yalvarmıştık yalvarmıştık ta
Ve her şeyi anlayan ve sezen kalbi onarmıştık onarmıştık ta
Ve gözle görünür elle tutulur olmuştuk olmuştuk ta
Ve her şey adımların ritmine uymuştuk uymuştuk ta
Ve ellerimizde kutsal kitap okumuştuk okumuştuk ta
Ve köşe bucak sakladığımız gözyaşlarını boşaltmıştık boşaltmıştık
ta
O sonsuz mesaj nidalarıyla kulaklarımızı doldurmuştuk doldurmuştuk
ta
Kentin o en yüce yerine çıkmıştık çıkmıştık ta
Ve herhangi bir yüzü olmayan birini görmüştük görmüştük te
Musa ve Yuşa’yla bir kutlu yolculuğa çıkmıştık çıkmıştık ta
Hızır’la bilinmeyenleri bilmiştik bilmiştik te
Ali b. Ebi Talib’in bildiğini bilmiştik bilmiştik te
Abdullah kurban edilecekti edilecekti de
İsmail koçların koç olduğu demekti demekti de
Kurban olarak yine biz seçildik seçildikte
VE AYDINLIKTIR GECE
1
Ve aydınlıktır gece
Cinler süpürüyordu yeri
Ve bir öpüştür sürer bütün gün
Süpürür tüm yerleri
Dur hele bu gecenin bitiminde
Leyle-i Kadir vaktidir
Her gece bir yıldız düşer
Hecelerden bir harf düşer
Ve derler ki insan
Dilinin altında gizli
2
Ve meleklerle beraber biz bu işte
Hepsi bir belirsizliktir gidiyor
Ve seninle beraber olacağız olduk ta
Şimdi bizi bu renklerden ayır
Şimdi buradan geçerek gideceksin
Bu yol senin gibilere dar gelir
Giderek bu dar geçit yükselir
Anne gitgide yaklaşır
Yaklaştıkça yaklaşır yaklaştıkça yaklaşır
Anne giderek yalnızlaşır
Ve kamçı bilenir
Çocuklar gelecekten haber verir
Çobanlar gerçekten haber verir
Ölümü fark ettirir okyanuslar ötesinden
Yemin ederim yeminler ederim ki
Hayırlı iki kişiden birisin der
Sen bizim Ömer’imizsin
gelecekteki habercimizsin
Ellerinin üstünde yükselttin
Ellerinin üstünde yükseldin
Ellerin bir ayna geleceği gösterir
Ellerin bir ayna gönlünle ilgilidir
Ve sen ilgilisin ötede olanla
Buradasın ama ilgilisin orada olanla
Buradasın ama sen değilsin buralarda
Sen bizim Ömer’imizsin gelecekten habercimizsin
Sen bizim Ömer’imizsin gelecekteki birlikteliğimizsin
VE OSMANLILIK YENİDEN YÜZÜNÜ GÖSTERDİ
Ve Osmanlılık kendini gösterdi yeniden
Yüreğini kaybetmiş bir anne
Gördü olan biteni gördü kendini
Tekrarlayan bir kelimeyle bitevi
Nerde dedim nerde dedi
Yürüdüm kıtaları onun ismi ile
Yürüdüm ardı sıra onun izni ile
Yürüdüm aç ve çıplak
İnsan olmanın ışığı ile
İnsan olmanın nuruyla ile
İnsan olma adına
O hep vardı ve bir günün üstüne düştü
Güneş Osmanlının gözüydü güneş
Ve batmıyordu hiç mi hiç
Hüzün aç ve çıplaktı
Kıtaları açmak bir amaçtı
Hem dost hem efendi olarak
Hem dost hem kardeş olarak
Ve güneş battı batacak battı batacak
Gökyüzü ağladı ağlayacak ağladı ağlayacaktı
YERİNDE OLMALI OLACAK OLAN
Yerinde olmalı olacak olan
Ammar’da billurlaşan iman
Sümeyye’yle anıtlaştı
Küfrün karanlığı arttı arttı da
İnancın aydınlığı sardı ortalığı birden
Ey Sümeyye kanınla temizledin ortalığı
Ey Sümeyye süpürdün süpürdün ortalığı hep
Gel yu yıka arındır artık ortalığı yeniden
Günah kirlerinden küfür ateşlerinden
Ey Yaser ateşledin ortalığı ateşledin iman meşalesini
O söz haktı ve yerinde söylendi söylenecekti
O söz elbet söylenmeliydi söylenecekti
Sen ışık oldun bize nur oldun kılavuz oldun
Aşk için ölmek gerektiğini fısıldadın kulaklarımıza en canhıraş
feryatlarınla
Ey Yaser sen ışık tuttun bize tut yine
EY Ümeyye bin Halef ey Bedir kuyusuna atılanlar
Daha fazla daha fazla zulüm istiyor musun?
Taşları örtüp üstünüze ürküyor musun?
Orda yine putlarına tapınıp duruyor musun?
Yerinde olmalı olacak olan
Ammar’da billurlaşan iman
Sümeyye’yle anıtlaştı
Küfrün karanlığı arttı arttı da
İnancın aydınlığı sardı ortalığı birden
YÜREK ÇALINMIŞTIR SEN GİTTİN GİDELİ
Yürek çalınmıştır sen gittin gideli
Şimdi hatırla ve düşün ki
Sen ince asil ve zayıf bir varlık iken
Kalbe ferahlıklar veren
Kalbe aydınlıklar veren,
Sonra kalbi o ırmaklardan alıp götüren
Bize meleklerin o narin kanatlarından bahset anne
Sen gittin gideli yürek bir yük oldu bize
Bunca laf kalabalığının arasında,
Bunca yanlışa bile bile lades denilse bile
Bilal yine o eski Bilal şu bizim bildiğimiz Bilal yani
Bilal yine o eski Bilal, Bilal o eski yerinde
Bu bir geceden arda kalanlar
Şehirde bırakılan çocuktan ne haber var
Seninle şehir arasında ne var
Şehirle insan arasında
İnsanla şehir arasında bir alışveriş var
Bu bir geceden arda kalanlar
Ve sonra aslan izleri
Ve ayet ayet yazılan
Sure sure dizilen
Kuran izleri aslan izleri,
O geceye ait olan
O geceye sahip olan
Olmak daha fazla olmamaktır haddinden fazla
Olmak seninle olmaktır aslında
Olmak bildiri imzalamaktır aslında
YÜZÜNDE AŞK İZİ VAR
Yüzünde aşk izi var
Yıldızların gözlerini açık bırak
Duy varlığını en derinden
Zaman yanlışlığını vururken yüzüne
Dillensin yeryüzü aşk şarkısıyla
Masalların dünyasında yorulduk
Gel söyle aşkın öyküsünü bize
Aşkın hikâyesini mutlaka
İnsanın serüveniyle birlikte
Birlikte Havva Âdem
Birlikte Yusuf İle Züleyha
Akıp gidiyor zaman
Ellerimin arasından
Ve git git gidiyor hayat
Ellerimin arasından
Beklenen yolcuyu müjdeliyor
Gecenin en karanlık vaktinde
Miraç evrenin öyküsüne
Uzatılan ışıktı
Ben işte sınırdayım
Sınırda bütün her şey
Bir şey anlamadık
Olan bitenden
Ve doğumla başladı her şey
Her şeyi oluruna bıraktık biz artık
Yaratılana saygı anlamında
Yaratılana ihanet anlamında
Ben yalnızlıkların geç kalmış çocuğu
Kalpler aşkın aynasıydı
Leyla ile Mecnun’un olan
Tahir ile Zühre’nin olan
Derken yola çıkıldı hep beraber
Sen ve ben ve onlar
Yüklendiklerimizle beraber
Yalnızdık ve bir aradaydık onlarla
Aşkın kandilleri asılıydı samanyollarında
ZAMANI AŞAN SÖZLER
Alışverişlerini gizli kapılar ardında
yap-ma
Süley-maaan
Arabistan senin ülken
Dinle gündüz görünen gezegeni
Seninle bile
Ödeşmeyi borç bildiler
Nuh ile birlikte gemi-dey-dim
Adınla beraber bismillaaaaaah
İlkel değil öncel
Senin anladığın değil benim söylediğim
Sen beni biraz bekle ben geleceğim
Ben geleceğim diyen bir de geleceğin gözleri
Gizlice gözlüyor Azrail’in gözleri
Kölelerini salmışlar terk etmişler dostlarını
Şehitlerin hazırladığı yerde
Müjdem var sana müjde
Diyerek öpüp duran melekleri
Eyyup’la beraber
Zekeriya alemin çocukluğuydu
İhanetin ilmeği boynuna örüldü
Ey Yahudi
Bana geceyi getir
Işıkların ve renklerin kuşattığı
Bir yolculuk başlıyor derin
Bir yolculuk öteye durun
Adı Miraç olan
Gökyüzünün sahibi
Yakınların yakını oldun
Ey göklerin sahibi
Gözyaşını biriktir kan olsun
Kan aşka dönüşsün din olsun
Varacağı yere varmadan
Gün dönmeden aşk olsun
Aşka ve hakikata gebe olan zaman
Allah ve peygamberine kitap gönderen
Bak kılıçlar parlıyor bir neden göstermeden
Öldükten sonra o parlak tablolar gösterilen
Bak annen ne diyor sana yükseleceksin
Gözlerinde biriken öfke
Sevgiye dönüşürken
Sen geleceksin
Etten duvar öreceksin
Zulme karşı duracaksın
Yürüyeceksin çölde çıplak ayakla
Hakka acıktığını göreceksin

Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 21.5.2019 23:06:00
Ahmet Kemal