Yine titrek dudaklarım yanağıma yaş iniyor
Yine mahzun deli gönül dik durmuyor baş iniyor
Gülümseme serde kaldı çehre azgın kaş iniyor
Açan da yok kayıp ettim sırlar yüklü gizli kapım
Çöker bir gün üzerime sarsılan eğreti yapım
Sineme yük kabul ettim benliğimden uzaklaştım
Kısmetim bol olsun diye dağlar ovaları aştım
Günler sonra fark edipte bu yaptıklarıma şaştım
Kaderim de ne var ise çeke,çeke gidiyorum
Tükeniyor takat gücüm eriyorum,bitiyorum
Haykır,bağır itiraz et hepisini yitirmişim
Hep çalışmak,çok çalışmak yaşamım bu benim işim
Tatsız oldu etkilenmez hayal bitti gayrı düşüm
Zorraki bir nefes işi bu benim ki yaşamaksa
Ne fark eder öyle böyle geçecek gün olacaksa
Sokaklar da yalnız kaldım evimde odamda yalnız
Konuşmaktan korkar oldumsesim de sedamda yalnız
Bir mahkuma döndü günüm dört duvar yuvamda yalnız
Kim gelipte bir gün benden yat tekmilini alacak
Hangi polis,hangi hakim bana gardiyan olacak
Titriyorum yanar yürek üşüyorken bedenimiz
Oynar oldu altımızda düzen tutmuyor yerimiz
Neyimize sarılalım elde kalanım neyimiz
Bir yüce dağ başındayız ya da dipsiz bir kuyuda
Özler oldum eski halim Rabbim huzurlu uyuda...
Hiç bir şeyden emin değil karamsarım ufuksuzum
Mahkum gibi yaşıyorum hür dünya da tutuksuzum
Dertlerim çok çaresizim sanırlar ki kaygısızım
Bu bende ki bilinmeyen görünmez hal tercümesi
Bunları da atlatırsam sıra da daha nicesi...
Dedik...onmaz bir yerdeyim onulmaza düçar oldum
Elim kolum bağlı gibi...çaresizim naçar oldum
Kimse gelmez üzerime ben kendimden kaçar oldum
Elimde ki son fırsatı bitirirsem bir çırpıda
Gayrı ölümü beklerim sonrası gözüm kapı da
Kayıt Tarihi : 16.4.2010 22:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!