Gizli ilimler,İlm-i Ledün - İlm-i Bâtın

Yusuf Tuna
16954

ŞİİR


125

TAKİPÇİ

Gizli ilimler,İlm-i Ledün - İlm-i Bâtın

İlm-i ledün, kullara Allah tarafından verildiği söylenen gizli bir ilimdir,
Özel bir bilgi anlamında kullanılır, ilm-i bâtın da buna benzer bilimdir.

Manevi yolu iyi bilen bir Allah dostu Ledün ilminin amirlerindendir,
Salik­leri o yola ulaştırabilen bir şeyh olması şeriatın emirlerindendir.

İnsana Hakkı ve doğru yolu gösterecek bir şeyh gönülde ilim ordusudur,
Bir öğretmene ihtiyaç olduğunu söylemek tasavuf yolunda en doğrusudur.

Her insanın mutlaka bir terbiyeciye, bir ustaya ve öğretmene ihtiyacı vardır,
Şeyhlerin sahip olduğu ilim ilm-i bâtındır,bu ilimi her insanın bilmesi zordur.

Ebu Hureyre “Ben Allah(c.c) Re­sulünden(s.a.v) iki kap dolusu ilim al­dım demiştir,
Bundan birini naklettim,diğerini nakletmiş ol­sam boynum vu­rulur''diye söylemiştir.

Kehf suresinde anlatılan Hz.Musa ile Hızır arkadaş olup gitmişti,
Hz. Musa, olayların gerçek yü­zünü gö­remediği için iti­raz etmişti.

Hızır aleyhisse­lamın ilm-i le­dünnü ol­duğu için olaylara vakıf bulunmaktadır,
Ayette “Biz ona, kendi katımız­dan bir ilim öğretmiş­tik.”diye buyurulmaktadır.

İlm-i batın ilmi pozitif bir ilim olup, ilm-i ledün ise gizli olan bir ilimdir,
Bu ilimlerin verildiği insanlar ise takva yönünden üstün olan Alimdir.

Übeyy b. Ka’b Muhammed sallallahu aleyhi ve sel­lemin şöyle dediğini bildirdi:
Musâ aleyhis­selâm İsrailoğullarına konuşma yapmak üzere kalktı ve şöyle dedi:

Ona, “İnsanların en bilgi­lisi kimdir? ” diye so­ruldu. O da “En bilgili benim.” dedi,
Allah Teâlâ onu ayıpladı,çünkü bütün ilmi ona vermemişti,olur mu canım dedi.

Ona:“İki de­nizin kavuş­tuğu yerde bir kulum var, o senden bilgilidir.”diye vahyetti,
Hz.Musa dedi ki, “Rabbim! Onunla nasıl bulu­şabilirim? ”diyerek özür dileyip gitti.

Allah Teâlâ dedi ki, “Sepete bir balık koy''diye Hz.Musa'ya duyurdu,
''Balığı yanına al, balığı nerede kaybeder­sen o oradadır”diye buyurdu.

Musa yola ko­yuldu,genç hizmetçisi Yuşa b. Nûn ile birlikte yürüdüler,
Sepet içinde ba­lığı da sırtladılar,gidip bu alim adamı bulalım dediler.

Bir kayanın yanına ge­lince üzerlerine bir ağırlık çöküp onları uyku tuttu,
Başlarını koyup uyudular balık sepetten çıktı, denize doğru yol alıp gitti.

Hz.Musa ve genç hiz­metçi­sinde bir gariplik vardı haydi gidelim dediler,
Gecenin arda kalanında ilerleyip gece vaktinde ve gün boyu yürüdüler.

Sabah olunca Musa genç hiz­metçisine şöyle seslendi,
Haydi kahvaltımızı getir, bu yolculuk bizi epey yordu dedi.

Belirtilen yeri geçinceye kadar Hz. Musa bir yorgunluk duy­mamıştı yol onu gerdi,
Genç hizmetçi dedi ki,“kayanın orada dinlendiğimiz yerde balığı unutmuşum''dedi.

Musa dedi ki,“İşte istediğimiz buydu,diyerek İzleri takip edip orda indiler,
Kayanın ya­nına vardılar,orada ku­maşa bürün­müş bir adam var dediler.

Musa selam ve­rince Hızır dedi ki, “Güven­lik nere burası nere”deyip durdu,
O da,“Ben Musa’yım.”dedi Hızır,“İsrailo­ğullarının Musa’sı mı? “ diye sordu.

“Evet”dedi,sonra“Sana öğretilmiş ilimden öğ­retmen için tabi olabilir mi­yim? ”dedi,
Hızır dedi ki,“Ya Musa,sen benimle ol­maya da­yana­mazsın,o da dayanırım dedi.

Ben Allah’ın bana öğ­ret­tiği bir ilmi bi­liyorum ki sen onu bilmezsin dedi,
Sen de Alla­h’ın sana öğret­tiği bir ilmi bilirsin ki, ben onu bilmem” dedi.

Musa; inşallah be­nim sabırlı olduğumu göreceksin diyerek vardı,
''Valla sana hiçbir ko­nuda karşı çıkmam”diye Hızır'a karşılık verdi.

Bunun üzerine deniz sahilinde yaya olarak gitmeye başla­dılar,
Kendi gemileri yoktu,bir gemi geldi, ona binmek için koştular.

Hızır’ı tanıyan oldu,bu kişi ücret almadan onların hepsini gemiye aldırdı,
Bir serçe gelip ge­minin kena­rına kondu,ga­ga­sını bir iki kere denize daldırdı.

Hızır dedi ki, “Musa, benim ve senin ilmin,Yüce Allah'ın ilminin yanında neydir?
Allah’ın ilmin­den an­cak şu serçe­nin gagasıyla deniz­den al­dığı kadar bir şeydir.

Hızır tuttu gemi­nin tahtaların­dan birini söktü. Musa dedi ki,buraya dek geldin,
“Bunlar bizi, ücret almadan bindirdi­ler, sen de batırmak için gemi­lerini deldin.”

Hızır, “Demedim mi, sen benimle beraber ol­maya dayanamaz­sın.” dedi,
Musa:“Unuttum kusura bakma” itiraz edersem yanına koymazsın dedi.

Yürüdüler, baktılar ki, bir erkek çocuk var arka­daş­larıyla bir­likte oy­nu­yordu,
Hızır üstten çocu­ğun ka­fasını tuttu ve eliyle yerinden çıkarıp boynunu kırdı.

Hz.Musa hemen atıldı:“Bir cana karşılık ol­madan temiz bir canı öldürdün ha niye? ,
Hızır dedi ki,“Sana demedim mi,sen be­nimle beraber olmaya dayanamaz­sın,diye? ”

Yürümeye devam edip bir yere geldiler karın doyurmak içindi,
Yemek istediler ama yerel halk onları konuk etmekten ka­çındı.

Önlerine, yıkılmak üzere olan bir du­var çıktı Hızır gitti,
Eliyle duvara şöyle bir işaret etti, sonra onu doğrulttu.

Musa dedi ki, “İs­te­seydin buna kar­şılık bir ücret alabi­lirdin,
Hızır dedi ki, “İşte bu beni senden ayı­rır”burada kalabilirdin.

Hızır, Musa'ya dedi ki:Şimdi sana sabredemediğin şeyin iç yü­zünü bildireceğim:
O gemi, denizde çalışan yoksul kimselerind,onu kusurlu hale ge­tirmek istedim.

Çünkü on­ların ileri­sinde, tuttuğu gemiyi zorla alan bir kral vardı,
Çocuğa gelince, onun anası ve ba­bası mümin olan in­sanlardı.

Bu­nun on­ları azgınlığa ve kâfir ol­maya zorlaya­cağından korkup dedik ölsün,
İstedik ki, Rableri onun yerine daha temiz ve daha merhametli birini ver­sin.

Duvar ise iki yetim ço­cuğundu,altında onlara ait bir ha­zine vardı dursun dedik,
Babaları iyi insandı,Allah'ın izniyle onlar sonra hazinelerini çıkarıp alsın dedik.

Bu, Rabbinin bir merhame­ti­dir,yoksa bunu ben kendiliğimden yapmış değilim,
İşte sabre­de­mediğin şeyin iç yüzü”bunlar,ben Hakkın emrinden sapmış değilim.

İşte hikmet budur,bir şeyin yerli ye­rinde olduğunu gös­teren şey olup sırrı Haktır,
Bir olayın hik­me­tini anla­ya­madık diye üzü­lüp ümitsizliğe kapıl­maya gerek yoktur.

Yusuf Tuna
Kayıt Tarihi : 26.11.2015 09:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İsmail Sağır
    İsmail Sağır

    yüreğinize sağlık yusuf beyim, güzeldi, kutluyorum...tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Yusuf Tuna