Gizli Şiiri - Yılmaz Bekaroğlu

Yılmaz Bekaroğlu
21

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gizli

Betona çakılmış demir duvarlar, kışın çok soğuk.
Baba, yazı görmez bedenim.
Cezama bir ceza da hücrede yatıyorum.
Ekmeğin arasında artık bulgur pilavı veriyorlar, burası karanlık bir de bir.
Dostum var yanımda, ekmeği bölüştüğüm.
Adı Gizli, soyadı Fare.

Bir tık sesi yankılanır gecede, zincir mi düşer, kalp mi kırılır, bilmem.
Kulağım alıştı artık pasın sesine,
her çınlama bir hatıradır içimde.
Gözüm duvara takılır, sayarım çatlakları,
her biri bir gün, bir ceza, bir bekleyiş.

Karanlıkta nefes alır umut, ince bir çizgi gibi.
Kendimle konuşurum bazen,
kelimelerim bile duvarlardan döner geri.
Bilir misin baba, rüyada bile soğuktur burası?
Uyanmak bile ısırır insanın canını.

Dışarıda bir rüzgâr varmış, diyorlar,
saçla oynar, gökyüzüne dokunurmuş.
Benim rüzgârım pas kokar,
cam yerine demir, gökyüzü yerine gri.
Ama yine de içimden bir kuş geçer bazen, sessizce.

Fareyle konuştum dün gece,
dedim, “Kaçıp gidelim mi buradan?”
Kıkırdadı sessizce, “Sen git,” dedi, “ben alıştım.”
Gülümsedim istemsiz, belki de haklıydı.
Bazı kafesler, insanın içinde olur.

Bir gün açılır kapılar, biliyorum,
ama dışarıda kim kalır, kim gider, kim unutur?
Ben belki adımı bile hatırlamam,
ama şu duvarlar beni hatırlar hep.
Çünkü ben onlarla konuştum, onlar da sustu.

Ve sabah olurken yine aynı soğuk,
aynı ekmek, aynı gölge, aynı fare.
Ama bir farkla; kalbim hâlâ atıyor,
çünkü bir yerlerde hâlâ bir umut var.
Küçücük, sessiz, ama direniyor hâlâ.

Yılmaz Bekaroğlu
Kayıt Tarihi : 26.10.2025 17:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Cezaevi

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!