Halbuki yaşasaydık biraz, kime ne zararımız dokunurdu ki?
Öyle sessiz sedasız, kendi hâlimizde
Kimseye ilişmeden ve kimseden bir şey beklemeden
Kupkuru dudaklarımızı, henüz daha kurumamış nehirlerde ıslatarak
Ve henüz daha gençken bedenlerimiz, sevişebilseydik istediğimiz kadar
Canımıza esseydi rüzgâr, sonra canımızı sıksaydı buralar
O zaman bütün çıplaklığıyla her şeyi bırakıp kaçabilirdik
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman