Hangi sıradan kitapta
Geçebilirdi ki, Adsızlığımız?
Kaç kifayetsiz Ön’söz,
Dile getirirdi ki bizi?
Hızlıca çevrilen sayfalara
Yakışır mıydı ki manamız?
Sonlu hikayelerin,
Başrollerini tanıyamazdık.
Devrik cümlelerin öznesi,
Faili olamazdık.
En gelişme’miş paragraflardan, kaçak...
Tarifi olmayan, Hiç tadılmamış,
İmkansız Temaya tutsaktık.
Söylenememiş onca söze inat...
Kimsenin anlayamayacağı,
En kıymetli Kelam’dık.
Hangi masalın diyarından,
Çıkabilirdik ki?
Kaç uçsuz bucaksız,
Ormanda kaybolduk.
En kurak çöllerde kavrulduk.
Hırçın dalgalara inat belki,
En derinlerde saklandık,
Deli fırtınalarla savrulduk.
En zorlu yollarla
En bilinmez yönlerle,
En yetersiz ışıkla, nefesle,
En güçlü inancı bulduk.
Hangi efsaneye,
Konu olurdu ki manzaramız?
Hangi dağın zirvesinde,
Ya da tarlanın kimyasında?
Hangi suyun akışında,
Veya bahçenin tohumunda?
Kaç ton renk,
Yeterdi ki boyamaya?
Kaç desenle motiflenirdik?
Kaç ressamın eseriydik?
Hangi bestecinin noktasında?
Bir, Tek…
O’nun dilediği, yazdığı….
Sadece Bizim Okuyabildiğimiz,
Asla Silinememiş …
Dizelerde Giz’lenmiş.
Kayıt Tarihi : 29.8.2017 17:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!