Sır Şiiri - Emrah Bekci 2

Her nesnede sâf gizlüdür bir sır-ı mübîn,
Cümle varlık ol didârda bulur hakîkat-i zîn.
Dünya felekde döner âciz, beşer cân u tenle,
Fânîye meyl eden gönül, girer zâhirî çenle.

Ol ki ezel var idi, cihan içre hâzır,
Ne bâkî ne zâil olur, ol ki esrâr gizler.
Kim ki anlar bu hakikati, bulur özünde,
Mânâ, kalb-i safî, aşk dönüp dolanır nâmıyle.

Âdem oğlunun niyeti, hakikat yoluna yârdır,
Zâhirin suretinde mânevî vuslat vardır.
Kim ki kalbine sorar, bulur cevâbını anda,
Bütün âlem o ma‘nâda durup bakar âdeta.

Cihanı aramakla bulamaz kişi bâtın,
O'dur ki her ne arar ise, aslında kendindedir.
Bilen olur ancak o sırra vâkıf ki, her şey O'ndadır,
Görür o göz ki, O’dur her varlıktadır.

Varlık aslında ne bir suret, ne bir ismdir,
Ol ki kalbine doğar, aşk ile mânevîdir.
Gören gözde O’dur sâkîn, duyan kulakta sâde,
Her cihette bulunur, gözle bakmaz kendine.

Felek durmaz döner, zâhir olandan sorar,
Bâkî olan odur ki, göz göze döner arar.
Kim ki bulur kendini, onda bulur Hakikati,
Zira O’dur her yerde, her dem var o her şeyde.

Kalplerin tahtına oturur sır-ı rabbânî,
Her gönülde doğar aşk ile ilâhî,
Bu vuslat yoluna gönül seyr-i sülûk eyler,
Her demde onunla cümle mahlûkat hakikate erer.

Beşer ki acizdir, dünyâdan umar fâide,
Hâlbuki her şey bu cihân bir hayâldir içre.
Hakikat kimde bulunsa, andadır sır-ı mücerret,
Bütün varlık onun içinde gizlenmiş, hak sâde.

Âlem ki büyük bir deryâ, içre yüzersin âhîst,
Daldıkça derinleşir, çıkılmaz bir sır ile bîpâyân.
Kim ki kendini bulur, o deryâya ulaşır,
Bilir ki âlem O’nundur, O her yerde hükümran.

Gör ki cihân felekde durmaz, döner devrân,
Her şey ki bir ezelî hikmet ile yazılmış.
Fânî olan dahi anlar ki, bâkî olan O'dur,
Sırra eren bulur ki, Hak yolda durur cânân.

Her nefeste Hak ile buluşur insan-ı kâmil,
Her gönül Hak'kın nurundan hisse alır safî.
Ne ki zahirde görünür, o aslında batındadır,
Bil ki cümle varlıkta Hak’dan başka ne vardır?

Bu dünya bir âyet, cihan bir suret-i ilâhî,
Ârif olan anlar ki her nesneye mâna döner.
Her zerrede aşk ile kudret-i ilâhî saklı,
Bu ma‘nâya vâkıf olan, her yerde bulur Hak'kı.

Kim ki sırrı anladı, o Hak’ta buldu kendini,
O'dur ki Hakk'ı gören, zâhirde bâtını bildi.
Döner felek ve dünya, kimse bilmez hikmetin,
Ancak Hak yolunda bulur eren bu mânâyı.

Sır içinde sır gizli, cihan sırdan ibarettir,
Ol ki aşikâr olur, kalpde bulur hikmetin.
Dünya ve ahiret birdir o gözde görene,
O'dur Hakikat, O'dur Sır, O'dur gönülde bilene.

Âdemi bilen kendini bulur, kendinde Hak'dır,
O ki ebedî olan, cümle âlemde bâkîdir.
Emrah bu sırra erdi, o Hak'ta eyledi fenâ,
Cihanın sırrı budur ki, Hak’dır her şeyde âşikâr.

***

Bu "Tefekkür Notu", Kur'an-ı Kerim'deki çeşitli ayetlere göndermeler yapar. Ayetlere yapılan atıflar aşağıdaki gibidir:

1- "Her nesnede sâf gizlüdür bir sır-ı mübîn"

Nahl Suresi, 16:89: "Biz Kitabı sana, her şeyin bir açıklaması, bir hidayet ve rahmet olarak indirdik..."

En'am Suresi, 6:59: "Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır. Onları O'ndan başkası bilmez..."

2- "Cümle varlık ol didârda bulur hakîkat-i zîn"

Nur Suresi, 24:35: "Allah, göklerin ve yerin nurudur..."

Zariyat Suresi, 51:56: "Cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım."

3- "Fânîye meyl eden gönül, girer zâhirî çenle"

Ankebut Suresi, 29:64: "Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurdu ise asıl hayattır."

Âl-i İmrân Suresi, 3:185: "Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak dünya hayatı bir aldatmacadır."

4- "Ol ki ezel var idi, cihan içre hâzır"

Hadid Suresi, 57:3: "O, Evvel’dir, Âhir’dir, Zâhir’dir, Bâtın’dır."

5- "Cihanı aramakla bulamaz kişi bâtın, O'dur ki her ne arar ise, aslında kendindedir."

Fussilet Suresi, 41:53: "Kendi nefislerinde ve çevrelerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun hakikat olduğunu anlasınlar."

6- "Her zerrede aşk ile kudret-i ilâhî saklı"

Rahman Suresi, 55:13: "Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?"

Bakara Suresi, 2:115: "Doğu da Batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır."

7- "Bu dünya bir âyet, cihan bir suret-i ilâhî"

Ali İmran Suresi, 3:190: "Göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için deliller vardır."

8- "Âdemi bilen kendini bulur, kendinde Hak'dır."

Hicr Suresi, 15:29: "Ona ruhumdan üflediğimde ona secde edin."

A'raf Suresi, 7:172: "Rabbin, Âdemoğullarından, onların soylarını almış ve onları kendilerine şahit tutarak 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' buyurmuştu."

9- "Ol ki aşikâr olur, kalpte bulur hikmetin."

Şuara Suresi, 26:89: "Ancak Allah'a selim bir kalple gelen kurtulur."

Bakara Suresi, 2:2: "Bu, kendisinde şüphe olmayan bir kitaptır; muttakiler için bir hidayet rehberidir."