insanlığın tarihi aşkına Oralarda biraz dur!
Gözleri parlayan bir şahin edasıyla
Yırtık sayfalara düşürdüm bakışlarımı
imge imge işleyerek o deli sesimle
Yırtık yüreğime sözcükleri aşk gibi
Krater kükremesi oldum yeryüzüne
İhanete inat saçılan direnç şiirleriyle
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
kesinlikle harikasın senin gibi duyarlı bir arkadaşım olsun isterim saygılar
şairliğin şiire övgüsü.. karşı duruşlar...
güzel bir şiir okudum , paylaştığınız için teşekkürler halil şair....
Harika bir şiir.Alkışlıyorum..Sevgi ve selamlar.
Tebrik ediyorum...tek kelimeyle mükemmel...şiiri ustaca kullanıp yönlendiren bir şair..başarılarının devamı dileklerimle
'...Bir isyân... cinnet gibi... bir günkü kâbus gibi!..
Karşımda tomsonlular; Yunan gibi, Rus gibi!...'
Bu çok sevdiğim 'LEKE' şiirindeki keskin armoniyi, serbest bir şiirde yakalamak güzeldi...
Damarlarında yangınlar sevişiyor dostum...yüreğimize tercüman olan yüreğine sağlık.
Merhaba arkadaşlar,
bugün değerlendirmemi ve çözümlememi kısa tutmak tutmak istiyorum. Umarım bu isteğimi gerçekleştirebilirim.
Ben onu tanıdığımda aklımda 'kirli sakallı, mert bir anadolu insanı' imajı bırakmıştı zihnimde, 4-5 ay evvel Adana da bir çay içimi sohbet ettiğimiz zaman. Sonra antolojide zaten az sayıda olan şiirlerini okudum. baktım ki antolojinin sanal aleminde binlerce şair ya da müteşairin çirit attığı bir ortamda şiir yazan üstelik kendisine has bir uslup geliştirenlerden birisi. Aslında şiirlerini okuduğumda şaşırmadım değil. dedim ya kendisine has bir uslup geliştirmeye çalışıyor hatta büyük oranda bu hususta başarılı olmuş bile.
Şimdi şiirine dönecek olursak, bir kere şiirin ismi tarihin ve insanın sorgulandığının açık bir işareti. Hüzün ve karamsarlık ön planda gibi ama bence burada önemli olan bunlar değil, Viktor Frankl daki gibi arayış, Kierkegaard ve J.-P. Satre daki gibi varoluşçu sorgulama, Albert Camus da gibi bir başkaldırı felsefesi. İşte 'Ben Kanlı Tarihlerde Lanetlenen İnsan' dizesinin (başlık olarak) bende çağrıştırdığı anlam bu.
Antolojide html formatı olmadığı için ben noktanoktaları sevmiyorum ve kendim yazarken de dizeyi alta ildiriyorum bu sebeple yanyana noktaları kullanmıyorum.
Halil kardeşim her zaman bunu tercih ediyor bu da kendisinin tercihidir.
***
imgeler yerli yerinde. mısra tekniği iyi. yalnız 'delicesine' ile 'bakışlarımı şahin edasıyla' ifadelerinin alt alta satırlarda yazılması türk dili açısından biraz sıkıntı verdi bana. ama dedim ya şiirde özellikle dil kuralları açısından bazen rutin dışına çıkmak da gerekiyor.
'Yırtık sayfalara' 'yırtık yüreğime' ifadelerindeki 2 yırtıktan birisi ben burada fazlayım der gibi duruyor.
özellikle 'Krater kükremesi oldum yeryüzüne saçılan şiirlerimle' 'Ben düzene hainleşen söz şarlatanı' ifadeleri son derece başarılı. 'Cehenneme çevrildi dilimin şarkılarında kutsanmış toprak', 'küllenmeden şiirsel yaşam' ifadeleri de özellikle dikkat çekici.
Şiirde otantik bir taraf var. bakir söyleyişler var. müzikalite iyi. bence başarılı bir çalışma.
ancak hala üzerinde çalışılması gereken yerler de var gibi.
Başarılar Halil kardeşim. Yolun açık olsun.
Asım Yapıcı
Halil Dost'un güzel ve içten dışa; derinden doruklara uzanan bir duyarlık coğrafyası var. Ama gel gör ki, biçimsel kaygılar, kimi zaman şiirinin önübe engel olarak dikiliyor. Bu şiirinde olduğu gibi. Kesik, basamaklı dizelere merakı var Halil Arkadaşın. Ama kesik, basamaklı dizelerde şairin okuru götüreceği ya eriteceği ya da patlatacağı bir amaç olmalı. Halil Manap'ın şiirinde bu hesabı göremedim. Üstelik 'delicesine
............................................bakışlarımı şahin edasıyla' dizesinde olduğu gibi 'delicesine bakışlar' tamlamasında tamlayan ve tamlanan sözcükler de parçalanınca şiirin anlamsal düzeni yalpalamaya başlıyor.
Buna karşın 'Yırtık yüreğime ise sözcükleri
.......................................imge imge
.....................................................işleyerek deli sesimle' dizeleri yerli yerine oturuyor. 'imge imge' ikilemesi 'yırtık yürek' ve 'deli ses' imgeleri arasında görülmez bir bağ kuruyor.
İlk iki dize başında 'yırtık' sözcüğünün farklı çekimlerde yer alması 'tekrir'den çok şiiri zorlama, söz dağarcığını dondurma olarak kavranabilir.
Ayrıca 'Yırtık yüreğime ise sözcükleri /imge imge /işleyerek deli sesimle ' dizesinde İSE koşacının hiçbir anlamsal ve şiirsel değeri yok. 'ise' olmasa şiir daha güzel köpüre köpüre akmıyor mu?
Artık bağlaçları, ilgeçleri kimi eylemsileri şiirden kovmanın zamanı gelmedi mi? Düzyazıda bile kendi başına mantıksal bir anlam zincirini oluşturamayan bu sözceleri şiirde çok dikkatle ve titizlikle kullanmak gerekir.
Şairin dize kesme kaygısından uzaklaştığı 'Giyotinsiz kestiler kafamı ey halk
Duy sesimin gizil sevdasını /Ben ozan /Ben düzeni bozan sözcüklerle dirilen aşk /Ben kanlı tarihlerde lanetlenen insan /Ben düzene hainleşen söz şarlatanı ' dizeleri taşıdığı ses ve çağrışım gücüyle gömülüyor duyarlığımızın en ücra köşelerine. Üstelik de işlk dizelerden sonra mahmurlaşanı ayağa dikerek.
Halil Arkadaş'ın betimleme ve nitelemeleri öoldukça vurucu; mahmurluğa kapılanı sarsıcı nitelikte.
Ve son bölüm, daha da sarsıyor duyarlığımızı:
'Kaynıyor
..........magma gibi sıcak
.......................ve akışkan
.............................küllenmeden şiirsel yaşam '
Kurulu ve alt yapısında her dem yeni anlamsal ihtilâller yaşanan bir şiir dili var Halil Arkadaş'ın. Ama farklı biçimsel arayış ve denemeler yapsa; sonuçlarını yine birlikte görüp tartışabilsek.
Kolay Gelsin!
Ali Ziya Çamur
Ne Söylemem Gerektiğini Bilmiyorum..
Sadece Çok Ustaca Yazılmış Bir Eser..
Tebrik ederim..
Sevgi Ve Saygılarımla..
Hikmet TÜRKER..
Başarılı bir çalışma tebrik ederim. M. halil
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta