Başındaki türban, alt yanında kot,
Namus, bir parçacık bezde değildir.
Yazın sıcağında, ayağında bot,
Kışın kar üstünde, izde değildir.
Varlık, insanların içinde gerek,
Dışından bakınca, kalbini görek.
Eteği, fistanı nere indirek?
Topukta, baldırda, dizde değildir.
Var mı, Kerem gibi ateşe yanmış?
Ferhat’ın açtığı yollar tıkanmış.
Mecnunlar, Leylâ’da, çölde tükenmiş,
Sevdalar yüzeyde, özde değildir.
Akıl çok yukarda, başta görmedim,
Olgunluk insanda, yaşta görmedim.
Boyayı perçemde, kaşta görmedim,
Silinmiş sürmeler, gözde değildir.
Terbiyeli insan, sevmez zorbayı,
Sırayı bekleyen, içer çorbayı.
Giyer, yetmiş iki millet urbayı,
Sade giyim-kuşam bizde değildir.
Bürünmüşler kara çarşaf izara,
Konu-komşu gider olmuş pazara.
Belki takılırsın kem-göz nazara,
Güzellik özdedir, yüzde değildir.
KARAC’OZAN; üzülerek bakıyor,
Neden sular, tüm tersine akıyor?
Ateşler düştüğü yeri yakıyor,
Yangılar yürekte, közde değildir.
20 Ekim 2016 GÖLBAŞI
Kayıt Tarihi : 30.5.2020 23:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!