Böyle birden bire ne oldu sana
Gidiyorum deyip gittin Gülseren
Yok muydu bi çare sendeki cana
Beyazları giyip gittin Gülseren
Çok gençtin gelinim yaktın bizleri
Senin için dövdük biz bu dizleri
Durağ'ın gülmüyor artık yüzleri
Kimi kime koyup gittin Gülseren
Biz ibn-i sina'ya geldik görmedin
Nasılsın dedik de cevap vermedin
Çocuklarım nerde diye sormadın
Sesimizi duyup gittin Gülseren
Hastalık ansızın buldu yüzünde
Hiç derman yoğudu senin özünde
Işık kalmamıştı yeşil gözünde
Tüm dertlere doyup gittin Gülseren
Neydi böyle acil gitme gereği
Ayrıldın yıkıldı evin direği
Senin için yanan onca yüreği
Bıçak gibi oyup gittin Gülseren
Üç öksüz bıraktın gözleri yaşlı
Acıyla büyürler hep eğik başlı
Sensiz kalan yuvan şimdi telaşlı
Kalbe acı yayıp gittin Gülseren
Muhammed emine söyle vardın mı?
Bağrına basıp da böyle sardın mı?
Nerde kardeşlerin diye sordun mu?
Ciğerleri kıyıp gittin Gülseren
Halil İbrahim'in sustu dilleri
Küçük Mikail'in kırık elleri
Garip Emirhan'ın soldu gülleri
Onları yok sayıp gittin Gülseren
Ahh gelinim derd'in ne çaresizmiş
Başına urları sırayla dizmiş
Mevlam kaderini çok acı yazmış
İğne ilaç yeyip gittin Gülseren
Elveda demeden çekip de gittin
Kara topraklara varıp da yattın
Acımıza acı ne diye kattın
Yıldız gibi kayıp gittin Gülseren
Akraban rahmetle anar hep seni
Unutmadık edep ile gülmeni
Bekledik dört gözle senin gelmeni
Kararından cayıp gittin Gülseren
Sözümüz çok ama dökülmez dilden
Şenol'un kelamı can-ı gönülden
Takdiri ilahi ne gelir elden
Azraile uyup gittin Gülseren
Kayıt Tarihi : 4.4.2022 22:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gene çok genç yaşta kaybettiğimiz gelinimiz için kaleme aldığım bir ağıt😭😭
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!