bütün şehvetini alarak gittin bu şehirden
ömrümün en ihtişamlı zamanına acıyı işleyerek
giderken haber bile vermedin
zira hazırlıksızdım apansız gidişine
keşke haberim olsaydı da
giyinseydim kar beyazı kefenimi
seni ugurlamaya da gelecektim
cüz –i cüretkarlıgımı avuclarıma alıp
içimi dökecektim baki güzelligine
olmadı gelemedim
yalancı bır dunyadan yalancı bır gununden akşamdan sabaha yalan düşünmekten
gelemedim ve sen gittin
gidişinde o magrur bakışını da aldın gittin
şimdi sensızım bılıyorum ve kocaman bir yalan denizinde boguluyorum
en sonda mabedime kapanıyorum
la l olsam senı sevıyorum derken
umudum yok gönlümün meclisinde
sana ait bir damla bir sen yok
usandım bu pervasız bekleyişten
yine yalan dünyanın karanlıgı çöktü civanmertligimin üstüne
beni bagışla sevgılım
o bin bir pare sevginden bir damla bile düşmezken hakkıma
lutuf et bana kendını unuttur acı bana masum ve genç yaşıma
ölümüme ramak kalsada zahir olsun sana sevgim
sen ve ben
kök ve dal gibiydik
ben kaderimi yerlerde umutlarımı ayaklarımın altında ararken
sen hep yükseklerde başı boş esen kavak yelleri misali
sen gidince anladım ölüm var,ölümlü insanların sevgileri de ölümlü
sana olan ezeli ebet bir sevgim var
kırılmış ucsuz bubucaksız renksiz kalemımden dökecek cok mısralar var
şimdi gitme desem bile çok geç olacak
sular çekildi gövdemde afaklar bir bir söndü ufkumda
perçinledim kendımı kara, lekesiz bir karanlıga
mıh gibi aklıma çaktım varlıgını da yoklugunu da
tek acizligim sensiz nefsimi nasıl kör edebilirim
ben hazırım bir ben,yek pare ben, hakka yürüyen ben
genç yaşıma yaz ölüm fermanımı
toprak su ve sen (hava)
ben topragım.su sevgım.hava ise sen
toprak neylesin susuz ve havasız
idrakı yok işte gidişinin
gittin …..
Kayıt Tarihi : 14.8.2014 21:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!