Çemberi kapatmak;
gittin
hiç dönmeyecekmiş gibi
bir veda bile edemedik birbirimize
hiç gitmeyecek gibiydin oysa
ilk kez benimle kalacak biri gibiydin
seslendiğimde ses alabileceğim
sorduğumda cevap
ama tek kelime etmeden gittin
gidişin hiç bir mevsime benzemiyordu
hiç dönmeyecek gibi gittin
camın ardından sokaktaki sesleri dinleyen
bir çocuk gibi baktım ardından
ne dışarı çıkabiliyordum
ne de kalmaktan hoşnuttum kendimde
ne renklerden heyecan duydum
ne de kendimden
bir kez bile gülümsemeden gittin
hazır değildim ki ben gidişine
bazen bir anı gelir okşar yüzünü
seni alır geçmişte bir güne götürür
günü bilirsin sendedir ama
çıkartamazsın yine de
içinde hüzün vardı der bir ses
benim hiç hüznüm olmadı ki dersin
o günlere dair
açıklayamazsın kendine bile birşeyleri
bazen kurduğun hayalleri kaçırırsın ya elinden
ya da zaten hiç senin olmadıklarını anlarsın
işte öyle gittin
ne ben açıklayabildim
ne de sen anlattın
gittin...
hiç dönmeyecekmiş gibi
tıpkı çocukluğumun gidişi gibi
bir yanım mahzun bir yanım umursamaz
ardından baktı
bir kez bile üzülmedim gittiğinde
inan bir kez bile düşünmedim seni
soydum kendimi tüm hüzünlerden.
seni yok saydım
ve ilk kez yalan söylemeyi başardım.
çağırdığımda yoktun
belki duymadın diye avuttum kendimi
hatta kandırdım
sen gözlerinin ve kanatlarının gösterdiği yere doğru
uçuyordun belki de
bense göremeyeceğin kadar küçüktüm
o kadar küçüktüm ki
dayanamazdım küçüklüğün bu yakışmazlığına bana
her gece hep öyle gelişini beklerdim
çağırırdım seni
duymazdın.
seni bir şeylerin beklediğini sanırdın
bilirdin belki de
bense kabullenemezdim
çağırırdım seni hiç durmadan
seni bekleyen her şeyden nefret ederdim
ben de seni beklerdim
gelmezdin
kendimden nefret ederdim
yüreğim çığlıklar atardı
gözbebeklerim gülerken
yalanı koynumda saklardım
yüreğimi yarardım
bir yıldız doğururdum senin için
yarılan yüreğimin tam ortasından
içimden kanlar akardı
akan kanımı içerdim durmadan
korkardım bundan
çağırırdım seni hiç durmadan
duymazdın bile
herşeyden nefret ederdim.
kendimden nefret ederdim.
bana bunu yapma.
saçlarımı kopardım kökünden
tüm sessiz duran nesneleri lanetledim
tekmeleyip fırlattım dönüşsüz
zaman sıcak baktı bana
saçlarımın köklerini topladı bir bir
ellerim buz kesti
sözlerin ateşi yetmedi ısıtmaya
kutsadım ısıtmak için.
bütün maviler üzerime yürüdü
bozguncu oldum
örgütledim tüm renkleri
kapıştırdım
bütün beyaz kağıtları
buruşturup yerlere attım
çığlıklarını kimse duymadı
acımadı içim
zaman güldü bana
ayaklarımın altını öptü
kalk yürü dedi
yürüdüm
ışıklar saçarak.
Kayıt Tarihi : 11.5.2007 17:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!