Ne doya doya kokladım, ne bir deste gül derdim,
Hatırası olmasaydı, bu şehri terkederdim.
Ya bir yerde sızar kalır, ya da ölür giderdim,
Ben ölmeyi istedikçe, arttı gönülde derdim.
Hani bir şarkı vardı ya, saymadım kaç yıl oldu,
Yaşamadım ki sayayım, sensiz geçen yılları.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu aşk kalpteki pasları yakar, Allah’a merakı, isteği ve arzuyu artırır. Bu aşkın getireceği nimetler ise hiçbir sıkıntı ve şeytan aldatmasını düşmeden yârin yollarına çıkmak olur. Bu aşkla alınan yol, ağır ve meşakkatli nefs terbiyelerine göre, oldukça hafif, kolay ve zevklidir. Yüreğindeki aşkla, sevgilinin yollarından hiçbir acı hissetmeden ve kolayca, aşkın akıttığı ılık hazzı tadarak, Allah’tan bu maksatla gelen bir aşk olduğu için, orta yol ve dengeyle yanarak ona ulaşır. İnşallah, Cenabı Allah, bize de bir mahbubu Huda’nın aynasından, kendisini seyrederek, ona ulaşmamızı sağlar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta