O Ezel Mührü, paslanmaz bildiğim o Söz kırıldığından beri,
Damarlarımdaki nehir değil, zamanın kendisi dondu.
Kanım, unutulmuş bir yeminin küflü tortusu şimdi.
O yıkılmış Ahit’in yıldız tozundan molozunda,
Kâinatın ilk kavgasından arta kalan o tek taşı,
O’na verdiğim sözün ilk harfini arıyorum.
Varsın aksın bu korkak zaman, bu yalan nehirler.
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,