Ellerin beni sıcağından yüreğini avuçladı. O an soluğunu çekmişti yaşanmışlık. Anların hülyasında gözlerine bakamıyordum kalakalmıştım.O, gözlerine alışan alışagelmişliğim,sonranın veda korkusundan,zayilerini sensizliğin ışığına sundu.
Yalnızlığın suni bahçesinden gül kopardı kendisini.Laleler attı önüme hayat.Bir ilk baharla yetinmek içinse gül ağladı, sevdası kurumadan ve kavuşmanın reçeli yapılmadan.
Hiç kimsenin yaşayamadığı ayrılık davasıdır içimizde volkanlaşan…Atlas gülüşlerin, yeni haritaların somurtularında mutsuz bir dağ yaptı.Dağlanışım,ağlayışına özdeş hatta sensizliğim acılarını çok çok katladı.
Suskun öpüşlerin kanatır,öylesine bakışların ,sessizliğin,birden unutuşun biriktirir içimde ahlar.
Ak güller açar içimde, senin iksirinin kokusu sızar yapraklarına.
Seni benden koparan anların dalları uzar, gitmişliğin leyleği yuva yapar.Tek teselli o işte… Hani belki bir gün bu leylek yeniden asıl vatanına döner.
Az dinle desem sesimi, içindeki yıkık kentler yıkılır mı üstüne.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta