Seherde horozlar ötüşsün
Kundakta bebekler gülüşsün
Ezan seslerini minarede
Susturup gitmeyelim
Yeryüzünün duvarına
Memleketin resmini
Yıkık dökük perişan
Asıp gitmeyelim
Sıcacık yuvamızdan
Bereketli ovamızdan
Bin yıllık duamızdan
Vazgeçip gitmeyelim
Hiç ardına bakmadan
Kaçsa herkes tufandan
Nuh’un gemisini arkadan
Terk edip gitmeyelim
Tomurcuklarda kini
Kurşunların izini
Mem’in göğsünde Zin’i
Hapsedip gitmeyelim
Ben renksiz bir çiçek bahçesi
Sen unutulmuş bir cihan köşesi
Haydutların son neşesi
Olup gitmeyelim
Ümidimizi uzaklarda
Sevincimizi kursaklarda
Çocukluğumuzu sokaklarda
Bırakıp gitmeyelim
Yarım kalmış romanlarda
Bitmemiş ödevlerimiz
Geleceğimizi sıralarda
Yakıp gitmeyelim
Kalabalıklar yalnız gibi
Dünyadan habersiz gibi
Karanlıkta bir yıldız gibi
Kayıp gitmeyelim
Kanla sulanmış bir yer
Bütün dünyaya değer
Kıyamet kopmuşsa eğer
Kalkıp gitmeyelim
Kimimiz uydu cahile
Kimimiz vurdu sahile
Başımızda kaçıncı hile
Artık gitmeyelim
Devir o eski devir
Dün köy bugün şehir
Tarihten kirli bir nehir
Akıp gitmeyelim
Kayıt Tarihi : 15.12.2018 20:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!