Ne ağır yükler varmış oysa yüreğimde,ne ağır bir geçmişim... Belkide hepsi gözümde büyüttüklerimdi masum bir sevgiden arta kalan acılarla Şimdi yolcu ettim duygularımın kağıtlara dökülen yüzlerini. İki kişiydiler; Seven ve terkedilenin yüzü acıyla bakar olmuştu Diğer suret ise bulanık ve dibi görünmeyen bir kuyu gibi karanlık... Anlamını yitirmişti artık herşey,zamanın duraklarında boş bir bekleyiş kalmıştı yalnızca Oysa aşka iki kişi yakışırdı Evet aşka iki kişi yakışırdı... İki emek,iki çırpınan yürek,iki özlem... O resimlere de öyle,her baktığımda yüreğimi dağlayan o resimlere Tek kişilik bir aşkla yaşanmıyor çünkü bu sevda Yetmiyor birkaç parça anının gölgesine sığınmak... Avuntuya gerek yok diyor zaten terkeden suret, Yaşandı bitti diyor,GİTMEM GEREK,SUSMAM GEREK...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
çok güzeldiya tşk yüreğinize sağlık kutlarım sizi
masum bir sevgi bıraktıklarıda masum duygular olmalıydı ve aşka bence iki kişi değil yeryüzünde mevcut olan herşey yakışmalıdır ve ayrıca dilin sustuğu yrlerde yürek konuşmaya başlar ve insanı beter eder yinede güzel olmuş yüreği güzel münire edalı tebrikler
cok hosuma gıttıgınden yayınlamak ıstedım (:
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta