Gelenin gitmesi muhakkak amma,
Dünya bir gününü görmeden gitmem.
Beni bana el eyleyen muamma,
Senin de sırrına ermeden gitmem.
Maşuğa malûmdur âşığın hali,
Uğruna harcadım kırk koca yılı,
Neyime dünyanın serveti malı,
“Mecnun’um Leyla’mı” sarmadan gitmem.
Bir nefes ölümle yaşam arası,
Kim bilir şu vakit kimin sırası.
Her neyse ömrümün yükü darası,
Hesabı ben burda vermeden gitmem.
İçimde bir hâkim kılı kırk yarar,
Vicdan surlarımda gedikler arar,
Geceler mahkeme seherler karar,
Her akşam mizanı kurmadan gitmem.
Yüz ister çıkmaya Mevlâ katına,
Ameli olmayan neye tutuna,
O zapta gelmedik nefis atına,
Aklın dizginini vurmadan gitmem.
Ey gafil! Sen Hakk’ı Hak’ça belle de,
Keramet arama şeyhte mollada.
Üç hakikat dostla bir musallada,
Kendi namazıma durmadan gitmem.
KURTOĞLU’M anlamaz elin yobazı,
Nereden bilecek dili, mecazı,
Belki dolanmadan Hac’cı Hicaz’ı,
“Beytullah” a yüzüm sürmeden gitmem.
02-Mayıs–2004-Pazar
Rifat KurtoğluKayıt Tarihi : 2.7.2011 08:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!