yar!
bilirmisin?
bugün;
sarmaşıklamış eski bir köşkün,
yanık tahta duvarlı hüznü
nasıl acıtır içimi!
nasıl çağsatır
gitmelerden önceki sisli gözünü
şavkı; yüreğinden çıkmış kamanın,
yıldırımlarken, odaya çökmüş şehvet bulutunu
sağanaklardı sevda sözcükleri;
üzerimize,
sırılsıklam…
nasıl da üşütürdü
içinden deniz geçen ruhunu…
gitmelerden bir akşam
yırtarken hançeri
-ayrılığın-
yıldızların öldüğü gökyüzünü,
ağladığını gördüm istanbulun…
gördüm,
nasıl kanadığını,
benden eksilen ruhun…
yar!
istanbul, sen ve ben
yittik
bir haziran akşamı
sarmaşıklamış tarihi bir köşkün,
eskimiş tahta duvarlı hüznünde…
kabul etmesen de!
istanbul sana benzerdi,
hem de çok
istanbula benzerdin sende,
haliçlemiş hilal gözlerinle…
Kayıt Tarihi : 5.4.2007 11:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
istanbul, sen ve ben
yittik
bir haziran akşamı
sarmaşıklamış tarihi bir köşkün,
eskimiş tahta duvarlı hüznünde…
kabul etmesen de!
istanbul sana benzerdi,
hem de çok
istanbula benzerdin sende,
haliçlemiş hilal gözlerinle…
ne kadar güzel bir anlatım İstanbul kadar güzel bir şiir tebrikler
müzeyyen başkır
istanbul, sen ve ben
yittik
bir haziran akşamı
sarmaşıklamış tarihi bir köşkün,
eskimiş tahta duvarlı hüznünde
şiirin ilk dizeleriyle köprü kurulmuş...
TÜM YORUMLAR (3)