Gidiyorum sevdiğim...
bir sonbahar akşamında
kırık dökük kalbimide alıp yanıma
sensizce ve sessizce gidiyorum...
Gidiyorum işte...
Telaşlı bir kalabalığın orta yerinde
kapatıp gözlerimi kimse yokmuşçasına
önümü görmeden,sağa sola çarpa çarpa
serseri bir çocuk asiliğinde
umarsızca yürüyorum sensizliğe...
***
Açıyorum gözlerimi
az ilerde bir çift
takılıyor gözlerime...
Adam sımsıkı sarılıyor sevdiğine
o an...
iste o an yüreğimi sağır eden
bir çığlık kopuyor içimde
gözlerim isyan ediyor.
aklım...
aklım artık durdurmaya yetmiyor
gözlerimi, o da dayanamıyor
sana gidiyor yar tıpkı sen gibi
o da beni terkediyor...
***
bir ses yankılanıyor kulaklarımda şimdi
acı bir ses, gitme vakti diyor bana
gözyaşlarımı silerken ellerimle
konuşmaya çalışıyorum
yarım yamalak cümlelerle
haykırmak istiyorum aslında
ama keşke demeye dilim varmıyor.
kelimeler diziliyor boğazıma
genzimi değil yüreğimi yakıyor. yüreğimi
yüreğim güneşten bir parça düşmüşcesine
alev alıyor kavruluyor yar kavruluyor...
***
Sonra tıpkı hayallerim gibi
eskimeye yüz tutmuş bir otobüste
ağır ağır yol alıyorum sensizliğe,
nereye diye soruyorlar, susuyorum...
içim avaz avaz onsuzluğa gidiyorum
derken, ben sadece susuyorum yar
susuyorum...
Hem nasıl kurulurki o cümle?
nasıl yaşarım denir ki?
içimde bu kadar sen varken
nasıl yalan söylerim ben ...
işte böyle papatya kokulu yarim
böyle kör kurşun misali ben...
yönsüz ve sensiz içimde milyonlarca
sen...
gidiyorum...
evet
gitmekse bu gidiyorum...
Kayıt Tarihi : 5.2.2018 13:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!