Gelmek istiyorken pervasız geldin,
Uyandırdın uykulu hatıraları.
Sesin aynı sesti, bakışın emin,
Giderken sesin de el olsun gari.
Gitmek istiyorsan bahanesiz git,
Kap kacak, neler karıştırdın neler? !
Tanrı katında dul kadınken o vakit;
Dul kadın çocukları sineler deler.
Takka-bucak, bak neler karıştırdın?
Uyuyan hatıraları uyandırdın.
Beni olmadık şeyle yarıştırdın,
Sevgiyi mala-mülke dayandırdın.
Yalancı, dedin; oysa doğru çıktı;
Beyaz yüzün de kapkara kesildi.
Yalancı denilmekten Emin bıktı.
Yüzün kara, ama doğrusu asildi.
Bahaneler uydurdun durduk yerde.
Bir yolunu bulup geçtim karşına.
Bahanen hani… Hani çare derde?
Biri yasak koydu, vurdu başına.
Ak Denize atıldın bir gül gibi,
Üstünde dalgalar çalkanacak.
Sahte sevgin sahte bir tül gibi,
Gün gelecek üstünde yakalanacak.
Demedim sen yüce bir dağsın, eğil,
Demedim ki kaldı tek çarem sana.
Sendeki muhabbet para pul değil,
Ben ne dilenir, ne el açarım sana.
Serilip toprak gibi ayaklarına;
Sana yakarırım san! Mümkün değil!
Tek kalbe uymam, gururumu sına,
Alçalıp yaşamak ömürden değil.
Aşktır bu, gönüldür bu gelir geçer,
Yolda bir tek ayak izleri kalır.
İleri gitsem; geride sevda göçer,
Bu sevda ise beni benden alır.
Ellerin elime değmeseydi keşke;
Saçların yüzüme dokunmasaydı.
Gerek önceki tek sen yüreği taş,
Öyle önceki tek saymaz olaydı.
Gitmek istiyorsan… İşte yol, o da sen…
Bir çift göz bakacak arkandan senin.
Gittin mi… Ne vakit dönmek istersen,
Dikenli yastığa dönecek yerin.
Gitmek istersen… Ne sus, ne bahsi aç…
Yok ol! Uzaklarda, siste, dumanda…
Neyimi sevmiştin? Diyemedin hiç,
Buluyorsun şimdi bin noksan bende.
Noksansız da, kusursuz da kul olmaz.
Günahımı çekeyim varsa söyle.
Günaha çağırsan da yerim dolmaz;
Hayat budur cananım işte böyle.
Allah’ın izinde kulum, diyorsun.
Ne boşum, ne de doluyum, diyorsun.
Hızır Reis’tir okulum, diyorsun.
Ben ailemin sağ koluyum, diyorsun.
Gitmek istiyorsan, bahanesiz git,
Uyarma uykudaki hatıraları.
Sesin aynı sestir, bakış biçeşit,
Giderken sesin de el olsun bari.
Nerden bu sıcaklık? Sen ki, buz idin.
Kalbimden sen niye avcuma düştün?
Sen bana ulaşılmaz yıldız idin
Göklerden koluma o Cuma düştün.
Bu da vuslat günü… yok sevinmedim,
Şimdi daralıyorum bak neler için?
Ben mi bu zirveye çıktım bilmedim,
Yok sen mi daraldın dereler için.
Geçen günlerime bir derya dedim,
Boşalan yüreğim dolmaz ki, dolmaz.
Kıyıya çıktım nereye gideyim?
Denize maksatsız da dönmek olmaz.
16 Ocak 2012, Antalya.
Nusret Kesemenliden uyarlama-ekleme şiirim.
Nusret Kesemenli'den uyarlama-ekleme şiirim.
Orijinal Şiir
GETMEK ISTEYIRSEN, BAHANESIZ GET
Getmek isteyirsen, behanesiz get,
oyatma murgulu xatireleri.
Sesin hemin sesdir, bakışın ögey,
gedirsen sesin de yad olsun, bari.
Sen deniz qoynuna tullanmis cicek,
ustune dalgalar atilacaqdir.
Saxta mehebbetin saxta sened tek
ne vaxtsa ustunde tutulacaqdir.
Demirem, sen uca bir dagsan, eyil
demirem, elacim qalibdir sene.
Ne sende mehebbet qara pul deyil,
ne men dilenciyem, el acim sene.
Dosenim yollar tek ayaqlarina,
sene yalvarim men, bu mumkun deyil.
Qoymaram qelbim tek vuqarim sina,
alcalib yasamaq omur-gun deyil.
Getmek isteyirsen, o yol, o da sen,
bir cut goz baxacaq arxanca senin.
Getdinmi, geriye donmek istesen,
tikanli yastiga donecek yerin.
Getmek isteyirsen ne danis ne din
Yox ol uzaglartek dumanda cende
Neyimi sevmisdin deye bilmedin
Indise yuz eyib gorursen mende
Getmek isteyirsen, behanesiz get,
oyatma murgulu xatireleri.
Sesi hemin sesdir, baxisin ogey,
gedirsen sesin de yad olsun, bari.
Ellerin elime deymeyeydi kash,
Sachlarin uzume toxunmayaydi.
Gerek evvelki tek sen ureyi dash,
Ele evvelki tek saymaz olaydin…
Bu istilik hardan, sen ki, buz idin,
Qelbimden sen niye ovcuma dushdun?
Sen Mene elchatmaz bir ulduz idin,
Goylerden qolumun ustune dushdun.
Bu da vusal gunu… Yox, sevinmirem,
Indi darixiram bes neler uchun?
Menmi bu zirveye chixdim, bilmirem,
Yoxsa sen darixdin dereler uchun?
Oten gunlerime bir umman dedim,
Boshalib ureyim, dolmur ki, dolmur.
Sahile chatmisham, haraya gedim?
Denize meqsedsiz qayitmaq olmur…
Nusret Kesemenli
oyatma - uyatma
mürgülü - uykulu
xatire - hatıra
ögey - üvey
yad - yabancı
tullanmış - fırlanmış, atılmış. Üstüme tullanma!
saxta - sahte
sened - senet
vaxt - vakit
qara pul - kara para
vüqar (gürur) - kurur
sınmak - kırılmak
cüt - cift
tikan - diken
çen - sis
Kash: Keşke.
Dash: Taş
Öten: Geçen
Kayıt Tarihi : 6.2.2012 12:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)