Biliyorum gideceksin. Bir eylül ayında ve günün herhangi bir vakti gideceksin. Ne eski bir şarkı engelleyebilecek gitmeni ne de yalnızca gözlerimde sakladığım aşkım. Usul usul ve ağır başlı adımlarla gideceksin. Her adımda gitmenin acısı yankılanacak sokakta. Bir törendeymişçesine göze batan bir yürüyüşle gideceksin ve ben çocuklar gibi bakacağım ardından. Sen geriye dönüp bakmayacaksın.
Gideceksin…
Yalnızca gözlerimde sakladığım aşkımı sukuta kurban vereceğim. ‘Keşke’ diyeceğim sonra ve sonraları da ve her zaman ‘keşke’ diyeceğim. Söylenmemiş sözlerin ateşi yakacak tüm bedenimi. Engizisyonlarda kurban edileceğim her gün. Geç kalmış infazın korkusu kemirecek beynimi. Duvarlara bakıp hayıflanacağım.
Biliyorum gideceksin…
Puslu bir eylül ayında gideceksin. Gözlerinle birlikte, saçlarınla birlikte gideceksin. Geride seni hatırlatan bir tek kelebekler kalacaklar. Bir tek kelebeklerin kanatlarına bakacağım özlemle. İlan edilmemiş bir aşkın hüznünü bırakacaksın bir de. Taşımayacak kadar yorgun olacağım sen yokken. Sonra yaşamak dediğimiz saltanatın soytarılığı kalacak üzerime. Sihirli sözlerin avutulucuğuna salacağım boyalı yüzümü. Kimse fark etmeyecek seni. Seni en kuytu bakışlarımda saklayacağım. Seni uykusuz gece yarılarımda saklayacağım. Başlayıp da bitiremediğim yazılarımda. Bir radyo istasyonunda çalınan Ortadoğu şarkısında.
Sen gideceksin…
Ve aslında gitmelisinde..
Hem de bir eylül ayında gitmelisin.
Şehrin gece lambalarında dans etmeli veda bakışların.
Korkularımla yüzüstü kalakalmalıyım öylece basık bir kenar mahalle kahvehanesinde. Aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim. Küfürler saçıp etrafa, belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı.
Yokluğuna alışmamalıyım.
Alışamamalıyım…
Kayıt Tarihi : 24.4.2015 16:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler
Ansızın geçer daha çok var dediğin günler,
Safderun olma, güzellikler sabra değer.
Belki umulmadık şeyler çıkar karşına hayattan,
Direnmeyi öğren ki olmasın son cümlen mukadderattan.
Ah! Verseler şimdi bana eski ihtişamlı günlerimi,
Yapar mıyım tekrardan doğru sandığım bildiklerimi.
Müşkülpesentliğin zararı aklı Selim olana kadar,
Ya son bir nefestir yahut öncesi efsunkâr.
(E.A.K)
Alper Kaya
Yürüdüğüm zaman değil de düştüğümde yanımda olmayanlardan.
Melek gibi görünüp kuyumu kazan şeytanlardan.
Yol bitmediği hâlde yarısında bırakanlardan,
Sahte gülenlerden değil de öyle olmayı başaranlardan.
Korkuyorum,
Yaşadığı her günü anlamsız sayanlardan,
Dışarıya olan sevgisi günbegün azalanlardan,
Paylaşma duygusunun faziletinden kaçanlardan,
Düşünmeyi unutup, güdülmekten hoşlananlardan.
Korkuyorum;
Yanlış olmasıyla ilgilenmeyip, bildiğini okuyanlardan,
Güzellikleri örtüp, kusur avına çıkanlardan,
Kendine saygısı olmadığı halde menfaat peşinde koşanlardan,
Her cümlesinde dini kullanıp, yine de habersiz olan yaradandan,
Korkuyorum;
Sadece kendini düşünüp hâlden anlamayanlardan,
Geleceğe dair en ufak kaygısı olmayanlardan,
Ailesinin kıymetine zamanında varamayanlardan,
Yaşadığı toprağı yükseltmeyip, Atasına sahip çıkmayanlardan...
Ve yine korkuyorum,
Gün geçtiğinde kötü hatırlanmaktan,
Ölümün bile hayırlısını yaşayamamaktan,
Dün olan her şeyi unutup, bugün umarsızca yaşamaktan,
Mutluluğu görmeyip sonrasında pişman olmaktan, korkuyorum...
(E.A.K)
Alper Kaya
TÜM YORUMLAR (16)