ne zaman
içim daralsa,
ne zaman
yalnızlığım isyanlarda
haykırmak isterse geceleri,
koca bir hiç ile kalırım.
hani
ne yöne baksam
hemen
başkalaşım içinde
bulurum her bir şeyi.
sevdiğimle
konuşmak istesem
her bir dileğimi
her bir özelimi
hemen değişiverir tebessümün rengi,
işte o zaman soğutur kendinden beni
ve kendimden kendimi.
bu günlerde her ne vakit
güzel havalarla sohbete girsem
sanki bulutlanır gök kubbe
buz gibi bir hava esmeye başlar yağmurla karışık,
Tarabya taraflarından İstanbul içlerine doğru.
her ne vakit denizin maviliğine
hayran hayran baksam,
sanki o an deniz bozulur
dalga dalga kabarır
yutmak istercesine çağırır beni içine.
ben ki
ustalarımdan aldığım öğreti ile
önce insana değer veren,
ama şimdi neden her şey başka başka.
susmam isteniyor galiba
hiçbir şey istemeden
hatta ağzımı açmadan.
hep sessiz kalmam lazım galiba
vakit vade gelmeden.
oysa az kaldı zaten
şunun şurası ne ki hayat
şimdi konuşmalıyım konuşacaksam,
yarın da konuşma şansım varsa
konuşurum yaşayacaksam.
galiba
sahipsiz işçime ilişmeden
ve yoksul köylümü rahatsız etmeden
çekip gitmem isteniyor bu yerden.
evet vaktidir,
asıl olan huzurun anı şimdi.
ve sözün bittiği yerde
aymazların huzurunu bozarak
sesimi daha da yükseltmeliyim.
eyy yurdumun temiz insanları haydi uyanın!
evlatlarınız değil miydi denizler!
değil miydi evlatlarınız mahirler! ...
onlar ki
bağımsız bir vatanın bekası için yola çıktılar,
onlar ki
vatan hainlerinin oyunlarına çomak soktular…
hasılı kelam,
bunu size anlatamasam bile susmayacağım biline
o zaman en azından sil baştan.
size,
vatan sevgisinin yerli malı kullanmaktan başladığını
aşılarım belki yeniden;
belki aşırı dinciliğinde,
ırkçılığında emperyalizme hizmet olduğunu
anlamanızı sağlarım yeni baştan…
25.12.2005 Üsküdar - İstanbul
Fahir Semir AbacıKayıt Tarihi : 6.8.2009 12:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!