Yârim, yârim gitme yârim,
Câna hasret katma yârim.
Zâten ömrüm on beş sene,
Onu da hîç etme yârim.
Dağ başında maral gezer,
Benim dertlerimi sezer.
Dediler ki yâr gidiyor,
Gönüldeki yara azar.
Yârim, yârim gitme yârim,
Câna hasret katma yârim.
Zâten ömrüm on beş sene,
Onu da hîç etme yârim.
Ansızın bir yıldız kayar,
Cânımdan bir parça kopar.
Harap olmuş gülistânda,
Dertli dertli bülbül öter.
Yârim, yârim gitme yârim,
Câna hasret katma yârim.
Zâten ömrüm on beş sene,
Onu da hîç etme yârim.
Hasret bağra düşer şimdi,
Gözyaşlarım akar şimdi.
Karlı dağların ardında,
Gurbet yola düşer şimdi.
Yârim, yârim gitme yârim,
Câna hasret katma yârim.
Zâten ömrüm on beş sene,
Onu da hîç etme yârim.
Kayıt Tarihi : 21.4.2025 16:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu içli yakarış, sevdiği gitmesin diye yalvaran bir âşığın feryadını dile getiriyor. Şair, ömrünün zaten kısa olduğunu, ayrılığın bu hasreti daha da dayanılmaz kılacağını, canına hasret katmamasını yalvarırcasına istiyor. Dağ başındaki maralın dertlerini sezmesi gibi, şairin de yüreğindeki yara, yarinin gidişiyle daha da derinleşiyor. Ansızın kayan bir yıldız gibi, yarinin gidişiyle canından bir parçanın kopacağını hisseden âşık, harap olmuş bir gülistanda dertli bülbül gibi feryat ediyor. Hasretin bağrına düşmesiyle gözyaşları sel olup akarken, yarinin karlı dağların ardında gurbet yollarına düşmesi, ayrılığın acısını daha da katmerlendiriyor. Şair, her mısrada ömrünün kısalığını ve ayrılığın bu ömrü hiç edeceğini yineleyerek, gitmemesi için yalvarışını çaresiz bir şekilde sürdürüyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!