Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın canı.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.
İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Acılar vardır, bir de çaresizlikler
Ne zaman başladıysa benim öyküm
Yürüdük, kim bilir kaç yıl beraber
Bir yanımda aşk, bir yanımda olum
Durup kirlendim yaşadıkça
Aşktı beni yıkayan, Arıtan su
Devamını Oku
Ne zaman başladıysa benim öyküm
Yürüdük, kim bilir kaç yıl beraber
Bir yanımda aşk, bir yanımda olum
Durup kirlendim yaşadıkça
Aşktı beni yıkayan, Arıtan su
Kozmik kaos gibidir, Türkçemiz....Kozmosta kaos olmaz çünkü.. Üstelik, kaos hissi hiç eksilmez kozmosta...
Denizler durulmaz dalgalanmadan..Türkçem ise, dalgalarını sevdiğim Türkçem , hiç durulmaz..Biz yürüdükçe, yürüyecektir bizimle...Dalga dalga..Yürüyen Ulus'un yürüyen dilidir o...
Hollandaya son işçi göçleriyle gitmiş 13 yaşlarında bir delikanlı heyecanlı heyecanlı anlatıyordu...Dedemlerin bağına eşeklerle gittik..Eşekleri oraya park ettikten sonra...******
riyasız ve samimi olarak söylüyordu...
Ve dedim ki bundan sonra eşekleri parketmek türkçedir..
Üzülen üzülsün..
Biz yürümeye devam ederiz..
Nitekim. yahya kemal ispanyaya gidip bize oradan ''ole'' getirmemiş miydi
Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle
Her kalbi dolduran zile, her sineden ole!
şalı pers(fars) lardan meftun u sami (arap) lardan ole yi de ispanyadan almışsak ne olmuş..
kötü mü oldu..kötü olduysa ne oldu..zaten hep olan şey yeniden oldu...alışırsınız, alışırsınız dememişler miydi bize bir zamanlar
:)
efendim yazıdan bahsediyoruz zaten bizde..konuşma diliyle yazılmış metinlerle ilgili bir şey konuşmuyoruz ki..şiir çeviri filan demiyor muyuz..ben yanlış bir sayfada mıyım yoksa..ve o dilin farsçasının çok güçlü olduğu malumatını paylaşıyorum sadece..'içeren'den kastım da buydu..
@..
türkler farsçayı da içeren büyük bir dil konuşmuşlardır..zaten 'asgarisinden' ifadesi o gerçeğe işaret eden bir izaha denk gelir dikkatli baktığınızda..
kabile diline geçişimizin yan etkileridir bunlar..dilin estetiği yok buyurduğunuz da o sebeptendir sanırım..neyin estetiği var ki dilin olsun..halimiz değil midir dilimize yansıyan..dilimizden dökülen..ne estetiği olsun..
@..
aklının sınırlarını aşmış bir akıl
akıl sınırlarını aşmış bir aşk
cüzden küle akan bir ruh hali
kabına sığmayan bir derya ..
ve çoğunluğun anlayamayacağı ,asla bilemeyeceği bir yalnızlık..
ancak böyle bir genişliğin yaşayacağı sonsuz susuzluk..
ve elbette bunu karşılayabilecek tek okyanus;Şems...
böyle bir halde,böyle bir güneşe yalvarılmazda ne yapılır..
böylesine bir mücevher sakınılmazda,nasıl davranılır...
Kemal hocanın dediği gibi o yalnız bir eleştirmen değildi
aynı zamanda O bir elmas ustasıydı ..
ve Celaleddin Rumı..700 yıldır ışığını yeryüzüne yaymaya devam eden
muhteşem ilim ve din bilgini, O bir elmas...
şiire gelince,gerek orjınalının olmayışı,gerekse terümenin hataları
açısından talihsiz bir durum..
keşke orjınal metni bulabılseydık ve öylesinide anlasaydık..
ama yinede,bu en hasarlı ve en süzülmüş haliyle bile
ben aşkla okuyorum her defasında ...
kardeşim herkes birden bire çeviri düşmanı kesilmiş..ne olacaktı ki..esas metin yayınlansa bir kişi bir şey mi anlayacaktı sanki..yok ruhu yok fonetiği yok estetiğiydi derken..şiirden ve içerdiği aşktan lezzet almayı es geçtiğinizin farkında mısınız..mevlana bu bir de..dünyanın bütün dillerine çevrilmiş büyük aşk ehli..kendi yaşadığı topraklardaki insanlara kendi şiirlerinin çevriliyor olması ayrı bir garabet..dil devrimini biz mi yaptık kardeşim..asgarisinden bile anlamıyoruz işte kadim şiirimizi..orijinal metninden olunca..gevezeliğin alemi, yok..okuyun manayı doldurun içinize..kabuğu delip özü emin..ya da uğraşmayın bu meyveyle..
@..
mevzu dayanır çeviri meselesine
Mevlana'daki içselliği inkar eden olmaz herhalde. Herhalde duygu yoğunluğu üzerine de tartışılmaz Rumî'nin...
Ben diyorum ki hangi dilden olursa olsun şiirin orjinali yayınlanmalı, sonra yanında çevirisi yayınlanmalı...
Aşıklarla baş edecek gücümüz yok..
ya kusura bakmayın bişi soracaktım lazımda .pek anlamam
şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi
bu köşe ne köşesi
varsa bir bilen bir adım öne gelsin hemen
dinleye bizde anlayalım
elimizde google var
sözlük mözlük de buluruz
belki söyleyacak bir kaç kelimemiz olur da cehaletten kurtulururz
hatta alim bile ola biliriz nasılsa atış serbest
opyada yasak değil
parçala bir kaç kelime
neme lazım güldüremem alemi halime
Tercümesinde bile parlaklığı duruyor öz'ün..''.Zamana adanmış sözlerden'' mütercimin aynasına düşenler...
Elinizi vicdanınıza ya da şairin isminin üzerine koyup bu çeviriyi okuyun.
Şiir nerede!
Mevlana'yı Türkleştirmek için, şiiri katletmeye gerek yok.
Sayın İspirin yorumunu sonradan okudum.
Birde tin penceresinden baktım.Şiirde tin yok diyor,
sayın İspir üstadım.Gül ve dikenden başka 3.cü sınıf
tinler var diyor.Galiba yanılıyor.Gök kuppe,Ay,Yer yüzü;Zaman.Dünya.dizgin.at,dil,göz.uçmak.ruh.ay ışığı.gece.YOL.Yol ışığı bütün bunlar bana göre tin'
Şiir anlayabileceği gibi yazılmış herkesin.
Mevlana onun için bu kadar çok kişi tarafından seviliyor sanıyorum.Kimbilir? belkide yanılıyorum.
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta